İçinde Şö Bulunan Kelimeler

İçinde ŞÖ olan 28 kelime bulunuyor. İçerisinde ŞÖ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Şö ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

BAŞÖĞRETMENLİK33

11 Harfli Kelimeler

BAŞÖĞRETMEN30, ŞÖYLEMESİNE24

10 Harfli Kelimeler

YAĞIŞÖLÇER32, ŞÖVALYELİK27, YANIŞÖLÇER25

9 Harfli Kelimeler

ŞÖVALYECE29, ŞÖHRETSİZ26, BAŞÖRTÜLÜ24, ŞÖYLESİNE21, DEKLANŞÖR20

8 Harfli Kelimeler

ŞÖMİZSİZ25, PARŞÖMEN22, ŞÖHRETLİ21

7 Harfli Kelimeler

ŞÖVALYE24, ŞÖMİZYE22, ŞÖYLECE21, BAŞÖRTÜ20, ŞÖMİZLİ20, ŞÖBİYET20

6 Harfli Kelimeler

FLAŞÖR21, ŞÖVALE21, ŞÖHRET19, ŞÖMİNE16, TİŞÖRT15

5 Harfli Kelimeler

ŞÖMİZ18, ŞÖYLE16, ŞÖLEN14

ŞÖLEN (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

  • Ziyafet

    Sizin şöleniniz, galiba, benimkinden daha masraflı olmuş. - Refik Halit Karay

  • Belli bir amaçla düzenlenen eğlence

[mecaz]

  • Sanat gösterisi

[toplum bilimi]

  • Din töreni niteliğinde yemek toplantısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şölen çekmek

Birleşik Kelimeler: bilgi şöleni

TİŞÖRT (Kelime Kökeni: İngilizce T-shirt)

[isim]

  • Genellikle kısa kollu, pamuklu spor giysi

ŞÖMİNE (Kelime Kökeni: Fransızca cheminée)

[isim]

  • Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak

    Müsveddeleri, harıl harıl yanan açık şömineye atıyordu. - Halide Edip Adıvar

ŞÖYLE

[zarf]

  • Şunun gibi, şuna benzer biçimde
  • Şu yolda, şu biçimde

    Kendisi lisedeki ilk zamanlarını şöyle anlatmıştı. - Falih Rıfkı Atay

  • Aşağı yukarı

    O zamanlar, şöyle öğleye doğru otele bir başvurup çamaşır değiştireceği varsa değiştiriyor. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şöyle dursun
  • şöyle ki

Birleşik Kelimeler: şöyle bir, şöyle böyle

ŞÖMİZ (Kelime Kökeni: Fransızca chemise)

[isim]

  • Gömlek
  • Kitap kılıfı

ŞÖHRET (Kelime Kökeni: Arapça şuhret)

[isim]

  • Ün

    Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı. - Refik Halit Karay

  • Tanınmış, ünlü kimse

    Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şöhret bulmak (veya kazanmak)
  • şöhreti dünyayı tutmak
  • şöhret kapısı açılmak
  • şöhret salmak

Birleşik Kelimeler: şöhret sahibi, yalancı şöhret

DEKLANŞÖR (Kelime Kökeni: Fransızca déclencheur)

[isim]

  • Bir devre kesicinin işleyişini etkileyerek açılmasını önleyen düzen
  • Fotoğraf makinesinin fotoğraf çekilirken basılan düğmesi

    Objektifi -namluyu doğrultur gibi- doğrultur, tetiğe basar gibi de deklanşöre basarsınız. - Tarık Buğra

BAŞÖRTÜ

[isim]

  • Başörtüsü

    Hanımlar gene bir örnek yeldirme giymişler, bir örnek başörtü örtmüşler. - Sermet Muhtar Alus

ŞÖMİZLİ

[sıfat]

  • Şömizi olan

ŞÖBİYET

[isim]

  • İnce yufkaların içine kaymak konulup üstüne dövülmüş fıstık serpilerek yapılan bir baklava türü

ŞÖYLESİNE

[zarf]

  • Tam şöyle, şu biçimde

    Şöylesine bir vurdu ki...

  • İş olsun diye, gelişigüzel, öylesine

ŞÖHRETLİ

[sıfat]

  • Ünlü

    İstanbul'un en güzel, en şöhretli kadınlarından idi. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: şanlı şöhretli

ŞÖYLECE

[zarf]

  • Şu biçimde, tam şöyle

    Şöylece bir etrafıma baktım. - Necip Fazıl Kısakürek

FLAŞÖR (Kelime Kökeni: Fransızca flasheur)

[isim]

  • Dörtlü

ŞÖVALE (Kelime Kökeni: Fransızca chevalet)

[isim]

  • Ressam sehpası