[isim]

• Kadınların ilgi çekmek, gönül çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma, naz, cilve, eda

  Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri, işveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri... - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat]

• Nazlı, cilveli, edalı, şivekâr

  Utangaç ve arzulu, tedirgin ve işveli, yorganı hızla açarak kaydı altına. - Çetin Altan

[isim]

• İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron

  Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Hemşire

  Ara sıra geniş koridordan, yatak odalarına ve sofraya bakan şvesterler geçiyor. - Falih Rıfkı Atay

• Kız kardeş

[isim]

• Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar

  Bu zat rüşvetin, hediyenin korkunç bir düşmanıymış! - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

• rüşvet almak
• rüşvet vermek
• rüşvet yemek

[isim]

[eskimiş]

• Bir konu hakkında birinin düşüncesini sorma, danışma

  Ne kadar hükûmetler varsa meşveret usulünü kabul etmiş. - Ömer Seyfettin

• İki veya daha fazla kişinin birbiriyle fikir alışverişinde bulunması

Ata Sözleri ve Deyimler

• meşveret etmek

[isim]

• Başbakan

  Başvekil olan Ahmet Vefik Paşa hemen arabasına atlayıp gitmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]

• Başbakanlık

[isim]

• Başbakanlık

[isim]

[ticaret]

• Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar

[mecaz]

• İlişki, münasebet

  O bir defa bile görmemişti bu adamı. Bir alışverişi yoktu onunla. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

• alışverişe çıkmak
• alışverişi kesmek
• alışveriş yapmak

[isim]

• Rüşvet alarak iş gören kimse

[isim]

• Rüşvetçi olma durumu

[sıfat]

• Aldırmaz, umursamaz (kimse)

[isim]

• Boşvermiş olma durumu