[isim]

• Ataşe olma durumu

• Ataşenin görev yaptığı yer

[isim]

[hayvan bilimi]

• Vücutları şerit biçiminde ve parçalı olan, asalak olarak insan veya hayvanların bağırsaklarında yaşayan yassı solucanlar takımı, şeritgiller

[isim]

• Kötülükçülük

[isim]

• Ortaklık

[sıfat]

• Eğlenceli (yer)

  Doğancılar'da altı kahve bulunduğunu ama hiçbirinin bunun kadar şenlikli olmadığını söyler. - Salâh Birsel

[mecaz]

• Hareketli (yer)

[isim]

• Şeker konulan kap

[sıfat]

• Şeker yapmaya elverişli

  Şekerlik pancar.

[-i]

• Toprak, kül gibi toz durumunda bulunan şeyleri hafifçe kazıp karıştırmak

  Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı. - Cahit Uçuk

• Dağıtıp karıştırmak

  Canan'ın odasında, ayaklarıyla yorganı eşeleyip karyolayı sarsarak hıçkırırken buldu. - Peyami Safa

[mecaz]

• Bir işin, sorunun aslını anlamaya çalışmak, kurcalamak

  Bunu burada eşeleyip kimseyi üzmek istemeyiz. - Haldun Taner

[isim]

• Eşelenmek işi

  Affetme duygusunun altında yatan nedenler eşelenmeye değer. - Haldun Taner

[isim]

• Kaşelemek işi

[isim]

• Nakşetmek işi

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Boş bir yer, insanların yerleşmesiyle yurt durumuna gelmek, meskûn olmak

• Sevinmek, keyiflenmek, neşelenmek

• Bitki gelişmek, büyümek, serpilmek

[isim]

• Şeneltmek işi

[isim]

• Şenlenmek işi

[sıfat]

[matematik]

• Birbirini kesen, bir noktada kesişen (doğru, yay)

[sıfat]

• Endişesi olan, kaygılı, tasalı

  Sıkıntılı, heyecanlı günler yaşıyoruz fakat endişeli değiliz, korkmuyoruz. - Esat Mahmut Karakurt