[isim]

• Atışmak işi

  Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. - Refik Erduran

[edebiyat]

• Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söyleme

[isim]

• Alışmak işi, istinas, ülfet

  İşin çetinliği devam ve alışma sayesinde hissedilmez olur. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

• Akışmak işi

[dil bilimi]

• Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması

[-e]

• Yetenek, imkân ve gücü aşan bir işe girişmek

  Maziyi bilmek, sevmek ve hatırlamak başka, onu tekrar diriltmeye kalkışmak yine başkadır. - Mehmet Kaplan

• Girişmek, başlamak, yeltenmek

  Bunu haber alınca zavallı intihara kalkışmış. - Aka Gündüz

[nesnesiz]

[-le]

• Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak

• Karşılıklı ağır sözler söyleyerek çekişmek, münakaşa etmek

  Usta da ben de tartışmak istemedik adamla. - Necati Cumalı

[spor]

• Güreşte karşı karşıya durum alıp elle birbirini yoklayarak rakibin zayıf yanlarını aramak

[isim]

• Azışmak işi

[nesnesiz]

• Gittikçe kızışmak, şiddetlenmek

  Kavga azıştı.

[sıfat]

[fizik]

• Dış etkenlerin tesiriyle akışmazlığı değişmeyen, durağan

[isim]

• Bıkışmak işi

  Sonra alışma, tanışma, doyuşma ve ... bıkışma gelir arkasından. - Haldun Taner

[isim]

• Çalışmak işi, emek, say, mesai

  Sonradan kapının kaldırılıp yerine takılması için yetmiş kişinin çalışması icap etti. - Necip Fazıl Kısakürek

• Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması

  Bu kiriş hesabında kirişin aşırı yük altında çalışması göz önüne alınmıştır.

• Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi

  Ağaçtan üretilen işlerin sonradan bozulması istenmiyorsa bütün birleştirilmelerde ağacın çalışması özelliği dikkate alınmalıdır.

• Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün

[isim]

• Çakışmak işi

[isim]

• Çatışmak işi

  Evdekilerle boyuna çatışmaya başlamam yüzünden evden kovuldum. - Çetin Altan

• Silahlı büyük kavga, arbede

  On beş dakika süren bir çatışma olmuştur.

[askerlik]

• Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma

[coğrafya]

• Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi

[isim]

• Kıyışmak işi

[isim]

• Kaçışmak işi

  Fena hâlde korkan küçükler beni dinlemeyerek kaçışmaya başladılar. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

• Mayışmak işi