[sıfat]

[jeoloji]

• Lığdan oluşmuş veya üzerinde lığ birikmiş

  Lığlı katman.

[isim]

[bitki bilimi]

• Günlük ağacı

[isim]

• İçine tığ konulan kutu veya kap

[isim]

• Lığlamak işi

[isim]

• Sığ olma durumu

• Sığ yer

  İskelenin beri yanındaki sığlıktan yürüdük. - Mahmut Yesari

[mecaz]

• Yüzeyde kalma durumu, derine inmeme durumu

  Güzelliğinin sığlığını göre göre onu sevmeyi sürdürmek gerekiyordu artık. - İnci Aral

[isim]

• Lığlanmak işi

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Sel, akarsu, ince çamur, birikinti getirip yığmak

[nesnesiz]

• Üstünde lığ birikmek

[isim]

• Acı, ince ve keskin ses, feryat, figan

  Martıların çığlıkları arasında ayıklanmış yığınların çevresinde yeni çöp tepecikleri oluştu. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

• çığlık atmak (veya koparmak veya basmak)

[isim]

• Elâzığ ilinden olan kimse

[isim]

• Sığlaşmak işi

[nesnesiz]

• Sığ duruma gelmek

[isim]

• Elâzığlı olma durumu