İçinde Ivr Bulunan Kelimeler

İçinde IVR olan 28 kelime bulunuyor. İçerisinde IVR geçen kelimeler ve kelime anlamları.

12 Harfli Kelimeler

KIVRAKLAŞMAK23, KIVRANDIRMAK23, KIVRIMLANMAK22

11 Harfli Kelimeler

KIVRANDIRMA22, KIVRAKLAŞMA22, KIVRIMLANMA21

9 Harfli Kelimeler

KIVRIMSIZ23, KISKIVRAK18, KIVRIKLIK18, KIVRILMAK18, KIVRAKLIK17, KIVRANMAK17, KIVRATMAK17

8 Harfli Kelimeler

KIVRILIŞ20, KIVRACIK19, KIVRANIŞ19, KIVRAKÇA18, KIVRIMLI18, KIVRILMA17, KIVRINTI17, KIVRAMAK16, KIVRANMA16, KIVRANTI16, KIVRATMA16

7 Harfli Kelimeler

KIVRAMA15

6 Harfli Kelimeler

KIVRIM15, KIVRIK14, KIVRAK13

KIVRAK

[sıfat]

  • Canlı, hareketli, atik

    Lastik ayakkabılarının üstünde kıvrak ve çevikti. - Haldun Taner

  • Akıcı, işlek

    Kıvrak bir zekâsı var. Kıvrak bir anlatım.

[halk ağzında]

  • Aceleci

[halk ağzında]

  • Güzel, şık, yakışıklı

[isim]

[halk ağzında]

  • İnce tülbent veya ipekli başörtüsü

[isim]

[halk ağzında]

  • Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi

Birleşik Kelimeler: kıvrak kıvrak

KIVRIK

[sıfat]

  • Eğrilip bükülmüş, yuvarlak bir biçim verilmiş

    Sarı, uçları az kıvrık bıyıkları vardı. - Yusuf Ziya Ortaç

KIVRAMA

[isim]

  • Kıvramak işi

KIVRIM

[isim]

  • Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat, büklüm

    Elinde sımsıkı tutmakta olduğu perdenin kıvrımlarını bıraktı, köşeye çekildi. - Nazım Hikmet

  • Bir tatlı türü

    Cevizli kıvrım.

  • Ayrım, dönemeç

    Yolun kıvrımında ayrılanlarla dönüp bakıştık. - Aka Gündüz

[jeoloji]

  • Kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası

Birleşik Kelimeler: kıvrım kıvrım

KIVRAMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Buruşup toplanmak, kıvırcık duruma gelmek

    İplik kıvradı.

  • Hızlı yürümek
  • Harekete geçmek

KIVRANMA

[isim]

  • Kıvranmak işi

    Bütün zehirlenen köpeklerde görülen ihtilaçlarla kıvranmaya, çırpınmaya başlamıştı. - Halide Edip Adıvar

KIVRANTI

[isim]

  • Kararsızlık, sıkıntı

    ... ne yapacağını bilememenin kıvrantısı içinde... - Haldun Taner

KIVRATMA

[isim]

  • Kıvratmak işi

KIVRAKLIK

[isim]

  • Kıvrak olma durumu
  • Kıvrakça davranış

    Kıvraklığını, gururunu ... inceliğini ve sevimliliğini hatırlıyordu. - Peyami Safa

KIVRANMAK

[nesnesiz]

  • Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek

    Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Acı çekmek, üzülmek

    Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli vatanın sönmez matemlerini tutar, elemler içinde kıvranmaktan acı bir haz duyarım. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Bir şeye çok gereksinim duymak

    Su, su diye kıvrandı.

KIVRATMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • İpi katladıktan sonra iyice bükmek veya tel gibi şeyleri burmak

KIVRILMA

[isim]

  • Kıvrılmak işi

    Babasına dille değil, sancıdan ölüyor gibi birkaç kıvrılma, burkulma ile karşılık verdi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[jeoloji]

  • Yer kabuğunun içten gelen etkenlerle dalgalı bir biçim alması

KIVRINTI

[isim]

  • Kıvrım
  • Kıvrılan yer, dönemeç

    Yolun kıvrıntısında.

KISKIVRAK

[zarf]

  • Çözülemeyecek veya kurtulamayacak bir biçimde

    Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıskıvrak yakalamak (veya bağlamak)

KIVRIKLIK

[isim]

  • Kıvrık olma durumu