İçinde Ira Bulunan 8 Harfli Kelimeler

İçerisinde IRA olan 8 harfli 35 kelime bulunuyor. İçinde IRA olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ira ile başlayan 8 harfli kelimeler. ıra ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HARCIRAH20, CANHIRAŞ19, IRAYAK18, KIRAĞILI18, ÇINGIRAK17, TIRAŞSIZ17, BUZKIRAN15, KINDIRAÇ15, ÇALDIRAN14, KALDIRAÇ14, SIRACALI14, SUNTIRAÇ14, TIRABZAN14, YILDIRAK14, BALDIRAN13, BALDIRAK13, ÇIRAKMAN13, ÇIRAKLIK13, KIRAÇLIK13, KAYDIRAK13, SAÇKIRAN13, YALDIRAK13, BIRAKMAK12, BASTIRAK12, TAŞKIRAN12, DALKIRAN11, ISTIRA11, IRAKSAMA11, KALDIRAN11, SIRALAMA11, YELKIRAN11, IRALAMAK10, KILKIRAN10, KIRATLIK10, MALKIRAN10

IRALAMAK

[-i]

  • Belirli bir ıra ile belirtmek, karakterize etmek

    Düşkünlere yardım Türk'ü ıralayan bir erdemdir.

KILKIRAN

[isim]

[tıp]

  • Saçkıran

KIRATLIK

[sıfat]

  • Herhangi bir kırat değerinde olan (taş)

    On kıratlık pırlanta.

[mecaz]

  • Herhangi bir nitelikte, değerde olan

MALKIRAN

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvan vebası

DALKIRAN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kabuk böcekleri familyasından, fındık ağaçlarında yaşayan kın kanatlı böcek (Anisandrus dispar)

[halk ağzında]

  • Şiddetli esen rüzgâr

ISTIRARİ (Kelime Kökeni: Arapça iżṭirārī)

[sıfat]

  • 343 ıztırari

IRAKSAMA

[isim]

  • Iraksamak işi, istibat

[fizik]

  • Iraksak olma durumu

KALDIRAN

[isim]

[anatomi]

  • Bazı organları yukarıya doğru hareket ettiren kas

SIRALAMA

[isim]

  • Sıralamak işi

    Rakamları sıralamaya ihtiyacın yoktur herhâlde. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: alfabetik sıralama, rütbe sıralaması

YELKIRAN

[isim]

[spor]

  • Yelkesen

BIRAKMAK

[-i]

  • Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak

[nesnesiz]

  • Koymak

    Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. - Tarık Buğra

  • Bir işi başka bir zamana ertelemek

    Gezmeyi haftaya bıraktık.

  • Unutmak

    Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım?

  • Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek
  • Saklamak, artırmak

    Paranın bir kısmını bırakırsan rahat edersin.

  • Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek

    Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

  • Engel olmamak

    Bırak, burasını benim defterimden okuyayım. - Ömer Seyfettin

  • Sarkıtmak

    Saçlarını omzuna bırakmış.

[nesnesiz]

  • Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak

    Hayata gözlerini kaparken ardında yedi yaşında bir oğul, on iki yaşında bir kız bırakıyordu. - Cahit Uçuk

  • Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek

    Gerçekten sigarayı bıraktı, bıraktı ama huzuru da sükûnu da kalmadı. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak

    Bu yazarın bir de Fransızca kitabını almıştım ama sıkılmış bırakıvermiştim. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Bıyık veya sakal uzatmak

[nesnesiz]

  • Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak

    Bıraksam acaba beyaz bir çift güvercin gibi uçarlar mı? - Refik Halit Karay

  • Boşamak

    Bıraktıkları zevcelerini yine canları isterse tekrar alabilirler. - Ömer Seyfettin

  • Kötü bir durumda terk etmek
  • Ayrılmak, terk etmek

    Mahalle arasındaki küçük dükkânını bırakarak karısını, şehrin başka bir tarafında bir eve yerleştirdi. - Peyami Safa

  • Sınıf geçirmemek, döndürmek

    Öğretmen üç tembel çocuğu bıraktı.

[-e]

  • Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek

    Başkalarına on ikiye veriyoruz ama sana onar kuruştan bırakayım. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

[-i]

  • Bakılmak, korunmak için vermek

    Eşyamı size bırakacağım.

[nesnesiz]

  • Yanına almamak, yanında götürmemek

    Telgrafhanede bir zabit bırakarak işinin başına gitmesini rica ettim. - Atatürk

[-e]

[-i]

  • Sahiplik hakkını başkasına vermek

    Bizim komşu bütün malını Kızılay'a bırakmış.

[nesnesiz]

  • Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak

[nesnesiz]

  • Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek

    İz bırakmak. Leke bırakmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bırak Allah'ını seversen
  • bırak ki
  • bıraktığı (veya bağladığı) yerde (veya çayırda) otlamak

BASTIRAK

[isim]

  • Yol yapımında çakıl, kum, cüruf vb. maddeleri ezmeye ve sıkıştırmaya yarayan alet

TAŞKIRAN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Taşkıran otu

Birleşik Kelimeler: taşkıran çiçeği, taşkıran otu

BALDIRAN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı, ağı otu, baldırgan (Conium maculatum)

    Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım. - Aka Gündüz

  • Bu bitkiden çıkarılan zehir, baldırgan

Birleşik Kelimeler: baldıranşerbeti, su baldıranı

BALDIRAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Don, pantolon vb. giysilerin dizden aşağı olan bölümü
  • Kılıç kayışının aşağı uzanan parçası