[isim]

[bitki bilimi]

• Ilgıngillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık cinsi (Tamarix)

[isim]

• Konya iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

• Uygulamalı

[sıfat]

• Yılmış, korkmuş olan

  Yılgın gözlerle bunlara baktı ve köşedeki tütüncüyü soracak oldu. - Memduh Şevket Esendal

• Bıkmış, usanmış

• Morali bozulmuş, çökmüş

  Böyle manen bozgun, yılgın ve bedenen bitkin bir hâlde köye varıyoruz. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]

• Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun

  Bazı anneler, çocukları olduğunda bir çılgın gibi davranırlar. - Ayla Kutlu

• Çok büyük, aşırı, olağanüstü

  Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur. - Kemal Tahir

Ata Sözleri ve Deyimler

• çılgına dönmek

[isim]

[bitki bilimi]

• Kuş kirazı

[isim]

• Yılgın olma durumu

• Yılgınca davranış

  Hayata karşı zerre kadar yılgınlık göstermiyordu. - Aka Gündüz

[isim]

• Aşırı davranış

  Belki yine o çılgınlıklarından birini yapmak istemiş, kimsenin bilmediği bir arkadaşının yanına gitmiştir. - Ahmet Ümit

[zarf]

• Yılgın bir biçimde

[zarf]

• Deli gibi, delicesine, çılgıncasına

  Mademki Salvotore'yi o derece kıskandım, demek ki kendisine çılgınca âşıktım. - Refik Halit Karay

• Aşırı bir biçimde

  Şimdi de çılgınca gülmek istiyorum. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

[bitki bilimi]

• Örnek bitkisi ılgın olan, ayrı taç yapraklı, iki çenekli bitkiler familyası

[isim]

• Çılgınlaşmak işi

[nesnesiz]

• Çılgınca davranışlarda bulunmak

[zarf]

• Çılgınca

  Herkesin bu kadar uzun vadeli emelleri, bu kadar çılgıncasına ölçüsüz ümitleri yok mudur? - Abdülhak Şinasi Hisar

[isim]

• Çılgınlaşabilmek işi