[sıfat]

• Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan

  Başıboş yaşayışa alışkın değildir. - Haldun Taner

• Bağlanmamış, serbest bırakılmış

  İstanbul'un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler. - Salâh Birsel

[zarf]

[mecaz]

• (başı'boş) Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde

  Günün birçok saatlerinde dar sokaklarda başıboş dolaşır, eski Anadolu evlerini seyrederdim. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[zarf]

[mecaz]

• (başı'boş) Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan

Ata Sözleri ve Deyimler

• başıboş bırakmak
• başıboş kalmak

[sıfat]

• İri yarı, kaba ve anlayışsız (kimse)

[isim]

• Düzensiz topluluk

[tarih]

• Askerlerin arasına katılmış sivil savaşçı

[sıfat]

[mecaz]

• Karışık, içinden çıkılamayan

  Böyle bir durumda kendi hâline bırakmak ancak başıbozuk bir ekonomi ortamına yol açabilirdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Başıboş olma durumu

  Başıboşluğum, kim ne derse desin çaresizlikten değildi. - Ahmet Ümit

[isim]

• Düzensiz davranış, düzensizlik, disiplinsizlik

  Bu eğitimsizlik, bu başıbozukluk, bu kendini bilmezlik daha nerelere varacak? - Nezihe Meriç