İçinde Üç Bulunan Kelimeler

İçinde ÜÇ olan 90 kelime bulunuyor. İçerisinde ÜÇ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Üç kelimesinin anlamı nedir? Üç ile başlayan kelimeler. Üç ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

GÜÇLENDİRİCİLİK29

14 Harfli Kelimeler

GÜÇLENDİRİLMEK26

13 Harfli Kelimeler

GÜÇBEĞENİRLİK31, GÜÇLENDİRİLME25

12 Harfli Kelimeler

ÇENGÜÇAĞANAK31, ÜÇKAĞITÇILIK30, GÜÇLENDİRİCİ26, KÜÇÜKÇEKMECE26, GÜÇLEŞTİRMEK25, GÜÇLENDİRMEK24

11 Harfli Kelimeler

ÇENGÜÇEGANE27, GÜÇLEŞTİRME24, GÜÇLENDİRME23, KÜÇÜKLEŞMEK22, KÜÇÜMSENMEK21

10 Harfli Kelimeler

GÜÇBEĞENİR28, KÜÇÜMSEYİŞ24, GÜÇLÜKONAK22, KÜÇÜMENCİK21, KÜÇÜKLEŞME21, KÜÇÜMSENME20, KÜÇÜMSEMEK20, KÜÇÜKSEMEK19

9 Harfli Kelimeler

GÜÇSÜZLÜK26, ÜÇKAĞITÇI26, KÜÇÜLTÜCÜ23, ÜÇÜNCÜLÜK23, GÜÇLEŞMEK22, GÜÇSÜNMEK22, GÜÇLENMEK19, KÜÇÜMSEME19, KÜÇÜLTMEK17

8 Harfli Kelimeler

HÖRGÜÇ29, TEZEVVÜÇ28, GÜÇSÜZCE26, TEMEVVÜÇ26, GÜÇSÜNME21, GÜÇLÜLÜK21, GÜÇLEŞME21, TEHEYYÜÇ21, GÜÇLENİŞ20, KÜÇÜKBAŞ20, GÜÇLÜKLE19, TEFERRÜÇ19, ÜÇÜZLEME19, GÜÇLENME18, KÜÇÜKAYI18, MÜÇTEHİT18, ÜÇÇEYREK18, KÜÇÜKLÜK17, ÜÇLEŞMEK17, KÜÇÜLMEK16
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

ÜÇKAĞIT20, KÜÇÜCÜK19, KÜÇÜLÜŞ19, ÜÇÜNCÜL19, KÜÇÜKÇE17, ÜÇBUDAK17, ÜÇLEŞME16, KÜÇÜLME15, KÜÇÜMEN15, ÜÇÇATAL15, KÜÇÜREK14, ÜÇLEMEK13, ÜÇTEKER12, ÜÇTELLİ12

6 Harfli Kelimeler

HÖRGÜÇ25, GÜÇSÜZ21, ÜÇÜNCÜ18, ÜÇÜZLÜ18, GÜÇLÜK17, RÜÇHAN15, ÜÇAYAK13, ÜÇLEME12, ÜÇERLİ11

5 Harfli Kelimeler

GÜÇ16, ÜÇGÜL16, BÜKÜÇ14, ÜÇGEN14, ÜÇTAŞ13, DÜÇAR12, KÜÇÜK12, ÜÇLÜK12, ÜÇLER10

4 Harfli Kelimeler

ÜÇÜZ14, ÜÇ11, ÜÇER9

3 Harfli Kelimeler

GÜÇ12

2 Harfli Kelimeler

ÜÇ7

ÜÇ

[isim]

  • İkiden sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 3 ve III rakamlarının adı

[sıfat]

  • İkiden bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üç aşağı beş yukarı
  • üç aşağı beş yukarı dolaşmak
  • üç günlük ömür
  • üç maymunu oynamak
  • üç nalla bir ata kaldı

Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç

ÜÇER

[sıfat]

  • Üç sayısının üleştirme sayı sıfatı

    Öksüzün cebindeki son tutam tütünü sardılar, sıra ile üçer nefes çektiler. - Refik Halit Karay

  • Her defasında üçü bir arada olan, her birine üç

Birleşik Kelimeler: üçer beşer

ÜÇLER

[isim]

  • Halkın inançlarına göre üç kişilik ermişler topluluğu

Birleşik Kelimeler: üçler yediler kırklar

ÜÇERLİ

[sıfat]

  • Üçer üçer sıralanmış
  • Her biri üç birimden oluşan

    Üçerli kol hâlinde yürümek.

ÜÇLÜ

[sıfat]

  • Üç parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden üç tane bulunan, müselles, troyka

    Bu üçlü grup merdivenin en üst basamağında öylece duruyor. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Üç kişiden oluşmuş

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde üç işareti veya noktası bulunan kâğıt veya pul

[isim]

[müzik]

  • Üç ses veya çalgı için düzenlenmiş müzik parçası, trio

[isim]

[müzik]

  • Bu parçayı çalan üç kişilik müzik topluluğu, trio

Birleşik Kelimeler: üçlü bahis, üçlü ganyan

ÜÇTEKER

[isim]

  • İkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış araç
  • Triportör

ÜÇTELLİ

[isim]

  • Üç teli olan saz

ÜÇLEME

[isim]

  • Üçlemek işi

[sıfat]

  • Üçü bir arada bükülmüş

    Üçleme halat.

[edebiyat]

  • Bentleri üçer dizeli olan türkü

[edebiyat]

  • Bir yazarın, konu ve fikrî yapı olarak birbirini izleyen üç eseri, triloji

[din bilgisi]

  • Teslis

    Din inancı vardır ki akla hiç dayanmaz, Hristiyanların üçleme inancı gibi. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[spor]

  • Bir oyuncunun aynı karşılaşmada üç sayı yapması durumu

DÜÇAR (Kelime Kökeni: Farsça dūçār)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Uğramış, yakalanmış, tutulmuş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düçar olmak

KÜÇÜK

[sıfat]

  • Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı

    Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı. - Ayla Kutlu

  • Yaşı daha az olan

    Zaten galiba en küçük oğlun ölümcül bir hastalığı olduğuna hiçbirimiz inanmak istemiyorduk. - Adalet Ağaoğlu

  • Niceliği az olan

    Kimseden en küçük bir alaka görmüyordum. - Sait Faik Abasıyanık

  • Niteliği aşağı olan, bayağı

    Küçük adam.

  • Geri aşamada

    Küçük bir memur.

  • Değersiz, önemsiz

    Bu iyi, temiz, sıhhatli küçük insanların uykusu bambaşka bir şey. - Sait Faik Abasıyanık

  • Kısık, parlak olmayan (ses)

    Küçük, tatlı bir sesle kovboy şarkıları söyledi. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Küçük abdest

[isim]

[mecaz]

  • Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • küçük dağları ben yarattım demek
  • küçük düşmek
  • küçük düşürmek
  • küçük görmek
  • küçük köyün büyük ağası
  • küçükle küçük, büyükle büyük olmak
  • küçük oynamak

Birleşik Kelimeler: küçük abdest, küçük ad, Küçük Asya, küçük ay, Küçükayı, küçükbaş, küçük bey, küçük boy, küçük burjuva, küçük çaplı, küçük çapta, küçük dalga, küçük dil, küçük gezegen, küçük hanım, küçük harf, küçük Hindistan cevizi, küçük kan dolaşımı, küçük karga, küçük köprü, küçük kumru, küçük martı, küçük mevlit ayı, küçük orta, küçük önerme, küçük parmak, küçük sakarca, küçük sesli uyumu, küçük şalgam, küçük tansiyon, küçük terim, küçük tövbe ayı, küçük ünlü uyumu, sonsuz küçük, büyüklü küçüklü

ÜÇLÜK

[sıfat]

  • Üç tanesi bir arada bulunan, üç tane alabilen, üç taneden oluşmuş

[isim]

[spor]

  • Basketbolda ceza alanı dışından atılan topun potaya geçirilmesi sonucu kazanılan üç sayı değerindeki atış

GÜÇ

[isim]

  • Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor

    Zihin gücü. Yaşama gücü.

  • Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat
  • Sınırsız, mutlak nitelik

    Tanrı'nın gücü.

  • Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik

    Paranın gücü.

  • Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği

    Motorun gücü.

  • Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu

    Güçler dengesi.

  • Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli

    İnsan gücü.

  • Bir toprağın verimlilik yeteneği

[mecaz]

  • Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse

[coğrafya]

  • Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği

[fizik]

  • Birim zamanda yapılan iş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gücü gücü yetene
  • gücü kesilmek
  • gücü yetmek

Birleşik Kelimeler: güç birliği, güç kaynağı, aktif güç, artı güç, askerî güç, elektromanyetik güç, gizil güç, iş güç, kesintisiz güç kaynağı, vurucu güç, zırhlı güç, dış güçler, üretim güçleri, bağlantı gücü, beygir gücü, beyin gücü, düş gücü, fizik gücü, hayal gücü, iş gücü, makine gücü, yaptırım gücü, yargı gücü, yasama gücü, yaşama gücü, yürütme gücü, gücü gücüne, var gücüyle

[sıfat]

  • Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı

    Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir! - Ahmet Muhip Dranas

[zarf]

  • Zorlukla

    Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güce sarmak
  • gücüne gitmek
  • gücüne koşmak
  • güç gelmek
  • güç mevkide kalmak

Birleşik Kelimeler: gücü gücüne, güçbeğenir, güç bela, dayanma gücü

ÜÇLEMEK

[-i]

  • Üçe çıkarmak
  • Ürünün üçte birine karşılık, toprağını kiraya vermek
  • Tarlayı üç kez sürmek

ÜÇAYAK

[isim]

  • Fotoğraf makinesi, televizyon kameraları vb. aletlerin üzerine oturduğu üç ayaklı düzen
  • Sacayağı
  • Bir halay türü

ÜÇTAŞ

[isim]

  • Üç taşla oynanan bir tür çocuk oyunu