İçinde Üna Bulunan Kelimeler

İçinde ÜNA olan 35 kelime bulunuyor. İçerisinde ÜNA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

15 Harfli Kelimeler

MÜNASEBETSİZLİK25

14 Harfli Kelimeler

SELAMÜNALEYKÜM23

13 Harfli Kelimeler

LİSANIMÜNASİP23, MÜNASEBETİYLE21

12 Harfli Kelimeler

MÜNASEBETSİZ22

11 Harfli Kelimeler

GÜNAHSIZLIK27, GÜNAHKARLIK22, BİLMÜNASEBE19, MÜNASEBETLİ17

10 Harfli Kelimeler

MÜNAVEBELİ21, MÜNAFIKLIK21, MÜNAKAŞALI17

9 Harfli Kelimeler

NAMÜNASİP17, MÜNASEBAT15, MÜNASEBET15, MÜNAKALAT12

8 Harfli Kelimeler

GÜNAHSIZ23, GÜNAYDIN19, GÜNAŞIRI19, MÜNAVEBE19, GÜNAHKAR18, TÜNAYDIN15, MÜNAKAŞA14, MÜNAZARA14, MÜNAKASA12, MÜNAKALE11

7 Harfli Kelimeler

BİGÜNAH19, GÜNAHLI18, GÜNAŞIK17, MÜNAFIK17, MÜNASİP15, MÜNAZAA13, MÜNACAT13

6 Harfli Kelimeler

MÜNA11

5 Harfli Kelimeler

GÜNAH15

MÜNAKALE (Kelime Kökeni: Arapça munāḳale)

[isim]

[eskimiş]

  • Ulaşım
  • Bir şeyi bir yerden bir yere aktarma

MÜNADİ (Kelime Kökeni: Arapça munādī)

[isim]

[eskimiş]

  • Kamuya duyurulmak istenilen şeyleri yüksek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse

MÜNAKALAT (Kelime Kökeni: Arapça munāḳalāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Ulaştırma

MÜNAKASA (Kelime Kökeni: Arapça munāḳaṣa)

[isim]

[eskimiş]

  • Eksiltme

MÜNAZAA (Kelime Kökeni: Arapça munāzaʿa)

[isim]

[eskimiş]

  • Ağız kavgası, çekişme, münakaşa
  • İki taraf arasındaki kavga, düşmanlık

MÜNACAT (Kelime Kökeni: Arapça munācāt)

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • Yakarış

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında Tanrı'yı öven şiir türü veya şiirin bir bölümü

MÜNAKAŞA (Kelime Kökeni: Arapça munāḳaşa)

[isim]

  • Tartışma

    Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • münakaşa etmek
  • münakaşa götürmemek

MÜNAZARA (Kelime Kökeni: Arapça munāẓara)

[isim]

  • Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma

    Bir fikrin münazarasıyla kütüphanesinin önünde sabahladığımız geceler olurdu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında zıt varlıklar ve kavramlar arasındaki karşıtlığı anlatan yazı türü

MÜNASEBAT (Kelime Kökeni: Arapça munāsebāt)

[isim]

[eskimiş]

  • İlgiler, ilişkiler

MÜNASEBET (Kelime Kökeni: Arapça munāsebet)

[isim]

  • İlişik, ilişki, ilinti

    İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım. - Atatürk

  • İki şey arasındaki uygunluk

    Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır. - Sait Faik Abasıyanık

  • Sebep, vesile, gerekçe, neden

Ata Sözleri ve Deyimler

  • münasebet almak
  • münasebet düşmek
  • münasebete girmek
  • münasebeti düşmek
  • münasebetini getirmek
  • münasebet kurmak
  • münasebette bulunmak

TÜNAYDIN

[ünlem]

  • Öğleden akşama kadar geçen süre içinde karşılaşıldığında kullanılan bir selamlama sözü

MÜNASİP (Kelime Kökeni: Arapça munāsib)

[sıfat]

  • Uygun, yerinde

    Bizim bu dünyadaki hayatımız da bir çileden ibaret olduğu düşünülecek olursa en münasip çilenin de burada olması icap ediyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Beğenilen, hoşa giden

    Yaşta küçük amma boyda münasip / Sallanıyor bir fidanca dal gibi - Dadaloğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • münasip bulmak
  • münasip düşmek
  • münasip görmek

Birleşik Kelimeler: lisanımünasip

GÜNAH (Kelime Kökeni: Farsça gunāh)

[isim]

  • Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal

    Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir. - Haldun Taner

  • Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık

    Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır.

  • Sorumluluk, vebal

    Ben söyleyeyim de günah benden gitsin.

  • Kabahat, hafif suç

    Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür. - Mahmut Yesari

Ata Sözleri ve Deyimler

  • günaha girmek
  • günaha sokmak
  • günah benden gitti (veya gitsin)
  • günah çıkarmak
  • günahı (veya günahı vebali) boynuna
  • günahı kadar sevmemek
  • günahına girmek (veya günahını almak)
  • günahını çekmek
  • günahını vermez
  • günah işlemek
  • günah olmak

Birleşik Kelimeler: günah keçisi, yazık günah

MÜNASEBETLİ

[sıfat]

  • İlişiği olan, ilişkili
  • Uygun, yakışık alan

Birleşik Kelimeler: münasebetli münasebetsiz

MÜNAKAŞALI

[sıfat]

  • Münakaşası olan, içinde veya üzerinde münakaşa edilen