[zarf]

• Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi

  Sonunda biz bu hareketimizden ötürü on bir ay hapse mahkûm olduk. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

[halk ağzında]

• İshal

[sıfat]

• Yaşlılık veya sakatlık sebebiyle yürüyemeyen, ayağa kalkamayan (kimse), oturak

  Duvar diplerinde kötürüm gibi yatıyorlar, uyukluyorlardı. - Ömer Seyfettin

• Yürüyemeyecek derecede sakat (bacak)

  O vakit iki yanmış odundan hiç fark edilmeyen kötürüm bacaklarını gördük. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

• İşleyemeyen, iş yapamayan

Ata Sözleri ve Deyimler

• kötürümden aksak, hiç yoktan torlak yeğdir
• kötürüm olmak (veya kalmak)

[sıfat]

• İshalli, amel olmuş (insan veya hayvan)

[sıfat]

[ticaret]

• Fiyatı veya ücreti toptan belirlenen (iş vb.)

[zarf]

• Fiyatını toptan belirleyerek

  Büyük işleri götürü vererek onları geceleri de çalıştırırdı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[isim]

[halk ağzında]

• Kötü ve güç durumlara karşı koyabilme gücü

• Şaka kaldırma özelliği

[isim]

• Kötürüm olma durumu

[isim]

• Götürülmek işi

[isim]

• Götürme işi

  İnsanı her günkü uğraşılarından koparışları, kavrayıp götürüşleri de caba. - Mustafa Necati Sepetçioğlu

[-e]

[-den]

• Götürme işi yapılmak veya götürme işine konu olmak

[sıfat]

• Kendisinde götürüm özelliği bulunan

[isim]

• Kötürümleşmek işi

[nesnesiz]

• Kötürüm duruma gelmek

[mecaz]

• Algılama özelliğini kaybetmek

  Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın

[sıfat]

• Büsbütün kötürüm

[sıfat]

• Kendisinde götürüm özelliği bulunmayan