[isim]

• Ötelemek işi

[fizik]

• Bir cismin, bütün noktalarının eşit, paralel ve yöndeş yollar çizmesiyle beliren hareketi, intikal

[zamir]

• Ötede bulunan, diğeri, başkası

  Beriki sandalye kırık, ötekisini al.

[sıfat]

• Gecikmeli, tehirli

[isim]

• Nötr bir cismin veya ortamın durumu, niteliği

[isim]

• Önemsiz, ufak tefek şeyler

  Sonra getirdikleri çuvalı açtılar, peksimetleri, tütünü ve öteberiyi çıkartıp raflara koydular. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

• Ölme hakkı

[isim]

• Öttürmek işi

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• İshal olmak

[isim]

• Kötü olma durumu, kemlik, şer

  Bunun için iyilerle kötüleri, iyilikle kötülüğü ayırt edebilmek lazım. - Necip Fazıl Kısakürek

• Zarar verecek davranış veya söz

  Hiç çare yok, bu tüller yırtılacak ve bütün korkunçluğuyla kötülük ateşi çıkarılacaktır ortaya. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

• kötülük etmek (veya yapmak)

[sıfat]

• Yaşlılık veya sakatlık sebebiyle yürüyemeyen, ayağa kalkamayan (kimse), oturak

  Duvar diplerinde kötürüm gibi yatıyorlar, uyukluyorlardı. - Ömer Seyfettin

• Yürüyemeyecek derecede sakat (bacak)

  O vakit iki yanmış odundan hiç fark edilmeyen kötürüm bacaklarını gördük. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

• İşleyemeyen, iş yapamayan

Ata Sözleri ve Deyimler

• kötürümden aksak, hiç yoktan torlak yeğdir
• kötürüm olmak (veya kalmak)

[sıfat]

• Rötuş yapılmış, düzeltilmiş

[nesnesiz]

[-le]

• Birlikte veya karşılıklı ötmek

  Bir dakika evvel yaprakların arasında ötüşen kuşlar susuyor, gece oluyordu. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

• Götürmek işi

  Buyruk, bu oğlanın götürülmesi gereken yere götürmem içindir. - Mustafa Necati Sepetçioğlu

[sıfat]

• Kötülük isteyen (kimse)

• Kötü niyetli

  Geçkin kızla yakışıklı, kötücül genç adamın dansları, hemen herkesin dile getirebileceği bir an. - Selim İleri

• Kötü huylu

[isim]

[hayvan bilimi]

• Çalı bülbülü