[isim]

• Olay veya nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesi

[isim]

• Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet

• Manzara

[eskimiş]

• Gölge oyununda Karagözcünün perdeye yansıttığı görsel malzeme

  Ayrıca kimi Karagözcüler kendi görüntülerini kendileri hazırlarlar. - Metin And

[fizik]

• Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal

[matematik]

• Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta

[sinema]

[televizyon]

• Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü

[sıfat]

• Görüntüye dayanan

  Her yapının hem görüntüsel hem manevi bir bütünlüğü vardır. Kişiliği ancak bu kontekst içinde vurgulanır. - Haldun Taner

[isim]

• Görüntülemek işi

[isim]

[sinema]

[televizyon]

• Ekran

[isim]

• Görüntületmek işi

[isim]

• Görüntülenmek işi

[-i]

• Belirli bir konuyu buna en yakın görüntüler içinde tasarlamak, yaratmak, gerçekleştirmek

[nesnesiz]

• Görüntüleme işine konu olmak

[-i]

• Görüntüleme işini yaptırmak

[isim]

• Görüntülemeyi sağlayan alet