[sıfat]

• Önden gelen, önde olan, artçı karşıtı

[isim]

• Önde gidip haber ulaştıran kimse

[isim]

• Bir sanat ve düşünce akımını, çağına göre yeni bir görüşü başlatan kimse veya eser, müjdeci, avangart

[isim]

[askerlik]

• Yürüyüşte kolun ilerisinden giden kıta, pişdar, artçı karşıtı

[isim]

[halk ağzında]

• Önder, kılavuz

[sıfat]

• Önde giden, önde olan, artçıl karşıtı

[isim]

• Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken, araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme

[isim]

[mantık]

• Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri, mukaddem

[isim]

[mantık]

• Bir çıkarımın öncüller kümesini oluşturan önermelerden herhangi biri, mukaddem

[isim]

[halk ağzında]

• Kılavuz, öncü

Ata Sözleri ve Deyimler

• öncül olmak

[isim]

[mantık]

• Bir tasımda yargıya ulaştıran ilk iki önerme

[isim]

• Öncü olma durumu

  Yayınlar, bir öncülük görevi de yapmalıydı. - Adalet Ağaoğlu

• Önderlik

  Davulcunun öncülüğünde kondularda ne kadar çalgı varsa toplandı. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

• öncülük etmek

[isim]

[halk ağzında]

• Ham veya işlenmiş deri satan kimse

• Ayakkabı tamircisi