[isim]

• Önsel olma durumu

[nesnesiz]

• Önleme işi yapılmak

  Yangın önlendi. Salgın önlendi.

[isim]

• Önerilmek işi

[isim]

• Dönek olma durumu

[isim]

• Önder olma durumu, öncülük, liderlik

  Bu önderliği onların yapması daha doğru olmaz mı? - Haldun Taner

• Öndere yakışır davranış, öncülük, liderlik

[isim]

• XV. yüzyıldan başlayarak İtalya'da ve daha sonra diğer Avrupa ülkelerinde hümanizmin etkisiyle ortaya çıkan, klasik İlk Çağ kültür ve sanatına dayanarak gelişen bilim ve sanat akımı

[halk ağzında]

[-de]

• Olduğu yerde veya bir şeyin çevresinde dönmek

  Öğleye kadar dönendim durdum evin içinde, kendime işler uydurdum. - Erhan Bener

[nesnesiz]

• En yüksek noktaya çıktıktan sonra alçalmaya başlamak

[isim]

• Dönelemek işi

[isim]

• Önemsemek işi

[zarf]

• Önceki zamanda, başlangıçta

  Önceleri kapıldığım münasebetsiz düşünce, kafamdan defolup gitmişti. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Belli bir yönteme dayanılarak yapılan, metotlu, metodik

[sıfat]

• Yönetimsel

[isim]

• Bir kuruluşu yönetme yetkisi olan kimse, müdür, direktör

[sinema]

[tiyatro]

• Tiyatro ve sinema oyunlarında oyuncuların rollerini dağıtıp oyunu düzenleyen, metin, yorum, dekor, müzik vb. ögeler arasında birlik sağlamaya çalışan kimse, rejisör

[televizyon]

• Bir televizyon programını hazırlayan görevliler arasında eş güdümü sağlayan, onları belli konularda görevlendiren, yayın malzemelerini değerlendiren ve yayının görsel sorumluluğunu üstlenen kişi

[-i]

• Bir kurum veya kuruluşun yasalara, kurallara ve belli şartlara uygun biçimde işlemesini sağlamak, idare etmek, tedvir etmek

• Birinin bir konudaki etkinliğine, çalışmasına yön vermek, birini yönlendirmek

[sinema]

[tiyatro]

• Program ve oyunların yapımını, gerçekleşmesini sağlamak

  Filmi yönetmek.