İçinde Ölüm Bulunan Kelimeler

İçinde ÖLÜM olan 23 kelime bulunuyor. İçerisinde ÖLÜM geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ölüm kelimesinin anlamı nedir? Ölüm ile başlayan kelimeler. Ölüm ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞTİRME34, BÖLÜMLENDİRİLİŞ31, BÖLÜMLENDİRİLME29

14 Harfli Kelimeler

BÖLÜMLENDİRMEK28

13 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞMEK32, BÖLÜMLENDİRME27

12 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLEŞME31

11 Harfli Kelimeler

BÖLÜMLENMEK23

10 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZLÜK27, BÖLÜMLENİŞ24, BÖLÜMLENME22, BÖLÜMLEMEK22

9 Harfli Kelimeler

ÖLÜMLÜLÜK22, BÖLÜMLEME21

8 Harfli Kelimeler

BÖLÜMSEL20

7 Harfli Kelimeler

ÖLÜMSÜZ22, ÖLÜMCÜL21, ÖLÜMÜNE18, ÖLÜMLÜK18, ÖLÜMSEK17

6 Harfli Kelimeler

ÖLÜM17

5 Harfli Kelimeler

BÖLÜM16

4 Harfli Kelimeler

ÖLÜM13

ÖLÜM

[isim]

  • Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, ebedî uyku, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat

    Herhâlde padişah da annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı. - Asaf Halet Çelebi

  • Ölme biçimi

    Yanarak ölümü feciydi.

  • İdam cezası

    Ölüme mahkûm oldu.

[ünlem]

  • Ölmesi istenen canlı için kullanılan bir söz

    Zalimlere ölüm!

[mecaz]

  • Sona erme, yok olma, ortadan kalkma

    Küçük sanayinin ölümü.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ölüm Allah'ın emri
  • ölüme koşmak
  • ölüm gibi
  • ölüm hak miras helal
  • ölümle burun buruna gelmek
  • ölümle öç alınmaz
  • ölümle pençeleşmek
  • ölüm ölüm de hırlamaya ne borcum var?
  • ölümü göze almak
  • ölümüne susamak
  • ölümün soluğunu ensesinde duymak (veya hissetmek)
  • ölüm var dirim var

Birleşik Kelimeler: ölüm cezası, ölüm dirim, ölüm döşeği, ölüm emri, ölüm fermanı, ölüm kâğıdı, ölüm kalım meselesi, ölüm korkusu, ölüm oranı, ölüm orucu, ölüm sessizliği, ölüm sigortası, ölüm sükûtu, ölüm tazminatı, bebek ölümü, beşik ölümü

BÖLÜM

[isim]

  • Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım

    Gelgelelim, hayatın bu masalsı bölümü çok kısa sürüyor. - Adalet Ağaoğlu

  • Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon

[mecaz]

  • Çağ, devir

    O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar. - Yusuf Ziya Ortaç

[biyoloji]

  • Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik

[eğitim bilimi]

  • Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman

[matematik]

  • Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı

Birleşik Kelimeler: bölüm başkanı, alt bölüm, bağımsız bölüm, iş bölümü, su bölümü çizgisi, zekâ bölümü

ÖLÜMSEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Ölümcül

    Bir ölümsek tay için gözlerini verdi, şimdi de neredeyse canını verecek. - Yaşar Kemal

ÖLÜMLÜ

[sıfat]

  • Gelip geçici, kalımsız, fâni

    Onu hâlâ hiç olmazsa rüyalarında ölümlülerin sevdiği gibi sevebilir. - Halide Edip Adıvar

[isim]

[mecaz]

  • İnsan

Birleşik Kelimeler: ölümlü dünya

ÖLÜMÜNE

[zarf]

  • Her türlü olumsuzluğu var gücüyle göze alarak

ÖLÜMLÜK

[isim]

  • Bazı kimselerin, öldüklerinde cenazelerinin kaldırılmasına harcanmak için ayırdıkları para

Birleşik Kelimeler: ölümlük dirimlik

BÖLÜMSEL

[sıfat]

  • Bölünme ile ilgili, kısmi

BÖLÜMLEME

[isim]

  • Bölümlemek işi, sınıflama, tasnif

ÖLÜMCÜL

[sıfat]

  • Ölümle sona erme ihtimali olan veya ölümle sona eren

    Uslu yurttaşlar bu ölümcül sorumluluk karşısında her türlü direnişten vazgeçerler. - Tomris Uyar

  • Can çekişen

BÖLÜMLENME

[isim]

  • Bölümlenmek işi

BÖLÜMLEMEK

[-i]

  • Birçok şey arasında, birbirine eşit veya benzer olanları kümelere ayırmak, sınıflamak, tasnif etmek, tasniflemek

ÖLÜMLÜLÜK

[isim]

  • Ölümlü olma durumu, fena (II)

ÖLÜMSÜZ

[sıfat]

  • Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut

    Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay? - Attila İlhan

  • Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî

    Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı. - Cemil Meriç

BÖLÜMLENMEK

[nesnesiz]

  • Bölümleme işine konu olmak, sınıflanmak

BÖLÜMLENİŞ

[isim]

  • Bölümlenme işi, sınıflanış