[sıfat]

• Öteki, diğer

  Öbür odaya gelen gelini hiç görmedim. - Ayla Kutlu

[isim]

[hayvan bilimi]

• Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis)

[mecaz]

• Böbürlenme, kibir

  Evet ağzı ile değilse de sakalı ile böyle der, kendine için için böyle bir üstünlük böbürü yaratırdı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

• böbür böbür böbürlenmek

[zamir]

• Öteki, öbür kişi veya şey, diğeri, öbürkü

[zamir]

• Ötekiler, öbür kişiler veya şeyler, diğerleri

  Öbürleri, elleri silahlarında bu oyunu seyrediyorlardı. - Ömer Seyfettin

[zamir]

[halk ağzında]

• Öbürü

[isim]

• Böbürlenme

[isim]

• Böbürlenmek işi

  Babanızla böbürlenmeye nihayet veriniz yoksa büyük bir derde uğrarsınız. - Necip Fazıl Kısakürek

[nesnesiz]

[-le]

• Övünerek kabarmak, üstünlük taslamak, kurulmak

  Millete, vatana bir faydam dokunuyor diye böbürlenirdi. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Böbürlenme işi

[isim]

• Böbürlenebilmek işi

[nesnesiz]

[-le]

• Böbürlenme ihtimali veya imkânı bulunmak