[isim]

• Çizgi

• Saban demirinin toprakta bıraktığı iz

[mecaz]

• Tutum, davranış

[isim]

• Çizgi

• Sıyrık, çizgi biçiminde yara

  Kabuk bağlamış yara ve çiziklerin kaldırılması icap etmez. - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat]

• Çizilmiş

[sıfat]

• Çizilmiş olan

[isim]

• Çizme işi

• Çizilerek oluşturulmuş biçim

[matematik]

• Bir şeklin belli bir kurala göre cetvel ve pergel yardımıyla çizilmesi işi

[sıfat]

• Çizikleri olan

[isim]

• Ufak sıyrık

• Bir yazıda üzeri çizilen yer

[isim]

• Çizilmek işi

[isim]

• Çizme işi

[nesnesiz]

• Çizme işine konu olmak

  Şişenin bir tarafı birer santimetre ara ile çizilmiş ve üzerine de birer rakam konulmuş. - Ahmet Midhat

[isim]

• Tarlada haşhaş kozalaklarını afyon almak için çizen kimse

[isim]

• Çizilme işi

[isim]

• Çiziktirmek işi

  Önünde duran bembeyaz kâğıda önemli bir şeyler çiziktirmeye başladı. - Haldun Taner

[isim]

• Çizim yapan kimse

[-i]

• Çabucak çizmek, çızıktırmak

  Sonra kazmayla toprağı çiziktirip tek gözlü, eğri büğrü planlar yaptılar. - Lâtife Tekin

[mecaz]

• Baştan savma yazmak

[isim]

• Çizicinin yaptığı iş