[isim]

• Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi

  Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır. - Oktay Rifat

• Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam

  Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim. - Adalet Ağaoğlu

• Yağlık

  Geçen gün sandığı karıştırırken elime işlemeli çevreler geçti. - Mahmut Yesari

[mecaz]

• Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit

  Burada hükûmet çevrelerinin de övgüye değer davranışını belirtmek gerekir. - Metin And

[mecaz]

• Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit

  Babanın ve çevresinin var güçleri ile destekledikleri düşünülebilir. - Haldun Taner

[dil bilgisi]

• Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst

[matematik]

• Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi

[toplum bilimi]

• Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü

[isim]

• Anlayış, kavrayış, görüş, düşünce gücü

  Arada sırada da olsa böyle buluşup konuşmak çok güzel oluyor, insanın çevreni genişliyor. - Tahsin Yücel

• Ufuk, göz erimi

[isim]

• Marangozlukta, mimarlıkta ve dülgerlikte kullanılan bütün kenar parçaları

[sıfat]

• Çevre ile ilgili

[isim]

• Çevrelemek işi

[isim]

• Çevre kirliliği sorunlarıyla uğraşan kimse veya topluluk

[-i]

• İçine almak

  Açık başımı çevreleyen beyaz saçlarım. - Reşat Nuri Güntekin

• Kuşatmak, sarmak, ihata etmek

[mecaz]

• Bir konunun sınırlarını çizmek, tahdit etmek

[isim]

• Çevrelenmek işi

[nesnesiz]

• Kuşatılmak, sınır içine alınmak, tahdit edilmek

  Her iki ucuna da gerçek çiçeklerin yetiştirilebilmesi için iki büyük mermer saksı iliştirilmiş bir taş duvarla çevrelenmişti. - Elif Şafak

• Örtülmüş

  Annemin beyaz namaz beziyle çevrelenmiş başı kapıdan uzanmıştı. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

• Çevrecinin yaptığı iş

  İlginç bir sonuç da çevreciliğin, barışsever akımlarla çakıştığıdır. - Melih Cevdet Anday

[isim]

• Çevrelenme işi

[isim]

• Çevreleme işi

[sıfat]

• Bütün yanlarını kuşatan

  Çepeçevre dağlar arasında Manisa, akşamları morararak susar. - Peyami Safa

[zarf]

• Bütün yanlarını kuşatacak biçimde, fırdolayı

  Gazetelerle dergileri gözden geçirip bakanlıkla ilgili yazıları çepeçevre kırmızı kalemle çizerdi. - Necati Cumalı

[isim]

• Çevreleyebilmek işi

[-i]

• Çevreleme ihtimali veya imkânı bulunmak

• Çevrelemeye gücü yetmek