[isim]

• Bir eksenin döndürdüğü tekerlek biçimindeki makine parçası

  Çarklar dönüyor, küçük çark büyüğünü döndürüyor. - Sait Faik Abasıyanık

[askerlik]

• Herhangi bir askerî birliğin, biçimini ve düzenini bozmadan kanatlarından biri çevresinde dönerek yön değiştirmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

• çarka vermek (veya çektirmek)
• çark çevirmek
• çark etmek
• çarkı döndürmek
• çarkına etmek (veya okumak)

[isim]

[tarih]

• Osmanlı ordusunda öncü görevi

[sıfat]

[halk ağzında]

• Eski, bozuk, sakat

[sıfat]

• Çarkı olan

[isim]

• Her iki yanda birer çarkı bulunan vapur

[isim]

• Kesici aletleri çarkla bileyen kimse, bileyici

[denizcilik]

• Vapurlarda makine bölümünü yöneten kimse

  Karısı bir deniz çarkçı subayının kızıdır. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[tarih]

• Osmanlı ordusunda öncü süvari birliğinde görevli asker

  Davlumbazlar yeğde yeğde vuranda / Çarkacılar sağlı sollu dönende / Eğri kılıç ak gövdeyi bölende / Yiğidi doğuran ana, bin yaşa! - Halk türküsü

[sıfat]

• Çarkı olmayan

[isim]

• Çarkçının yaptığı iş

[isim]

• Yakıldığında dönerek kıvılcım saçan donanma fişeği

• Bir tür talih oyunu

[mecaz]

• Talih, kader

[bitki bilimi]

• Çarkıfelekgillerden, güzel, büyük, parlak kırmızı çiçekleri olan, duvar kenarlarına ve kameriyeler çevresine ekilen tırmanıcı bir süs bitkisi, fırıldak çiçeği, saat çiçeği (Passiflora caerulea)

[isim]

[denizcilik]

• Vapurlarda birinci çarkçı

  Bir aralık geminin çarkçıbaşını yakalayacak gibi oldu. - Memduh Şevket Esendal