İçinde Çal Bulunan Kelimeler
İçinde ÇAL olan 214 kelime bulunuyor. İçerisinde ÇAL geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Çal kelimesinin anlamı nedir? Çal ile başlayan kelimeler. Çal ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
ÇALIŞTIRIVERMEK31,
14 Harfli Kelimeler
ÇALIŞTIRIVERME30, PARÇALAYICILIK29, ÇALIŞTIRICILIK28, ARAPÇALAŞTIRMA26, ÇALIŞTIRABİLME25, ÇALIMLAYABİLME24, PARÇALATTIRMAK23, ÇALKALAYABİLME22, ÇALKALANABİLME20
13 Harfli Kelimeler
ALÇALTIVERMEK24, ÇALIŞTIRILMAK23, ÇALDIRABİLMEK22, PARÇALATTIRMA22, ÇALILANDIRMAK21, ALÇALTABİLMEK19, ÇALKANABİLMEK19
12 Harfli Kelimeler
ÇALIŞTIRILIŞ25, ALÇALIVERMEK23, ALÇALTIVERME23, YUMUŞAKÇALAR23, ÇALIŞTIRILMA22, ÇALIŞABİLMEK22, ÇALDIRABİLME21, ÇALILANDIRMA20, ÇALINABİLMEK19, ALÇALABİLMEK18, ALÇALTABİLME18, ÇALKANABİLME18
11 Harfli Kelimeler
PARÇALAYICI25, ÇALIŞTIRICI24,
Tümünü Gör
10 Harfli Kelimeler
FIRÇALAYIŞ26, ÇALGICILIK23, PARÇALAYIŞ23, ÇALIŞTIRIŞ22, BOHÇALATMA21, BOHÇALANMA21, BOHÇALAMAK21, ÇALIVERMEK21, ÇALIMLAYIŞ21, FIRÇALATMA21, FIRÇALAMAK21, FIRÇALANMA21, PARÇALANIŞ21, ÇALKALAYIŞ19, ÇALIŞTIRMA19, ÇALIŞILMAK19, ÇALIMLANIŞ19, KOPÇALAMAK19, KOPÇALANMA19, YÜRÜRÇALAR19
Tümünü Gör
9 Harfli Kelimeler
ÇALIŞMACI21, ÇALGIHANE21,
Tümünü Gör
8 Harfli Kelimeler
ÇALGISIZ21, FIRÇALIK19, ÇALIMSIZ18, ÇALDIRIŞ18, ÇALAPAÇA18, ÇALKAYIŞ17, ÇALIŞTAY17, ÇALGISAL17, ÇALIŞMAK16, ZERDEÇAL16, ALÇALTIŞ15, ÇALKANIŞ15, ÇALIŞKAN15, ÇALDIRMA15, ÇALIMLIK14, ÇALDIRAN14, SARIÇALI14, ÇALTILIK13, ÇALINMAK13, SAÇALAMA13
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
ÇALGICI19, ÇALKAĞI18, FIRÇALI18, ÇALISIZ16, ÇALIŞIM16, ÇALIMCI16, ÇALGILI16, KOPÇALI16, ÇALINIŞ15, ÇALIŞMA15, ÇALMACI15, PARÇALI15, PAÇALIK15, ALÇALIŞ14, ÇALPARA14, ÇAÇALIK14, ÇALIMLI13, ÇALACAK13, ÇALÇENE13, ÇALINMA12
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
ÇALGIÇ17, FAÇALI16, ÇALGIN14, PAÇALI14, ÇALMAÇ13, ÇALILI11, ÇALMAK10, ÇALKAK9, ÇALKAR9
5 Harfli Kelimeler
ÇALGI13, ÇALAP12, ÇALIŞ12, PAÇAL12, ÇALIM10, ÇALTI9, ÇALIK9, ÇALKI9, ÇALMA9, SEÇAL9, ÇALAK8, ÇALAR8
4 Harfli Kelimeler
ÇALI8
3 Harfli Kelimeler
ÇAL6
ÇAL
- Taşlık yer, çıplak tepe
- Denizli iline bağlı ilçelerden biri
ÇALAK (Kelime Kökeni: Farsça çālāk)
- Eline ayağına çabuk, atik, çevik
-
Eline ayağına çabuk, atik, çevik bir biçimde
Norveçli bir seyyah gibi çalak, köprüye indim ve vapura bindim. - Yahya Kemal Beyatlı
ÇALAR
- Ayırtı
ÇALI
-
Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki
Tozlu geçidimde durmuş, iki çalı arasından başımı uzatıyor, pencereden bakıyorum. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- çalı gibi
Birleşik Kelimeler: çalı bülbülü, çalı çırpı, çalı dikeni, çalı fasulyesi, çalı horozu, çalı kakıcı, çalı kuşu, çalı süpürgesi, karaçalı, sarıçalı, süpürge çalısı, tespih çalısı
ÇALKAK
- Çalkar
ÇALKAR
- Tahıl tanesini yabancı nesnelerden seçmeye veya tohumlukta kullanılacak tahılı ayırmaya yarayan döner kalburlu araç, çalkağı, çalkak
ÇALTI
- Diken, çalı
ÇALIK
-
Çarpık
Ağzı burnu çalık.
-
Verev kesilmiş
Kumaşın bir yanı çalık.
-
Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan
Aklı çalık. Rengi çalık.
- Adı defterden silinmiş
- Yüzünde çıban veya yara yeri olan
-
Yan yan giden
Çalık at.
- Çıban yeri
- Koyunlarda çiçek hastalığı
- Çalgın
Birleşik Kelimeler: çalık kavak, bakır çalığı
ÇALKI
- Çalgıç
- Tırpan
ÇALMA
-
Çalmak işi
Kimsenin bilmediği bir havayı çalmaya başladılar. - Halit Fahri Ozansoy
-
Hırsızlık, sirkat
Rüyamıza kadar giren bu bahçeden elma çalmaya gidiyorduk. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Başa sarılan sarık
-
Çalınmış
Çalma mal.
-
Kakmalı olmayan, kalemle işlenmiş
Çalma çiçekli bir gümüş vazo.
- Kibrit
SEÇAL
- Kafeterya, lokanta, büyük mağaza vb. yerlerde yemeği alma, parayı kasaya ödeme gibi bazı hizmetlerin alıcı tarafından yerine getirilmesi
ÇALMAK
-
Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak
İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. - Falih Rıfkı Atay
-
Vurarak veya sürterek ses çıkartmak
Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu. - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak
Fevkalade zekidir, iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır. - Refik Halit Karay
-
Ses çıkarmak, ses vermek
Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir. - Reşat Nuri Güntekin
- Atmak, çarpmak, vurmak
-
Üzerine sürmek
Ekmeğin üzerine yağ çaldı.
- Bozmak, zarar vermek
- Kumaşın bir parçasını kesmek
- Madeni oymak, kalemle işlemek
-
Benzemek, andırmak
Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi. - Sait Faik Abasıyanık
- Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak
-
Süpürmek, temizlemek
Tozu çalmak.
Ata Sözleri ve Deyimler
- çalıp çırpmak
- çalmadan oynamak
- çalma elin kapısını, çalarlar kapını
Birleşik Kelimeler: diskçalar, kasetçalar, uzunçalar, yürürçalar
ÇALIM
-
Karşıdakini etkilemek amacıyla sergilenen abartılı davranış, kurum, caka, afra tafra, afur tafur, zambır
Sözlerini tartarak konuşuyorlarsa çalımlarından değil bu. - Nermi Uygur
- Kılıcın keskin yanı
-
Menzil, erim
Kurşun çalımı. Göz çalımı.
- Biraz benzeme, andırma
- Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması
- Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi
Ata Sözleri ve Deyimler
- çalım atmak (veya yapmak)
- çalımına gelmek (veya getirmek)
- çalımından geçilmemek
- çalım satmak
- çalım yemek
Birleşik Kelimeler: alım çalım, kaşık çalımı
ÇALILI
- Çalısı olan
ÇALINMA
- Çalınmak işi