[isim]

• Optik kaydırma

Ata Sözleri ve Deyimler

• zum yapmak

[sıfat]

[edebiyat]

• Şiir biçiminde yazılmış

  Türk edebiyatında o zamana kadar böyle sembolik şahsiyetleri ele alarak manzum bir mesnevi yazılmamıştı. - Asaf Halet Çelebi

[eskimiş]

• Düzenli, muntazam

[isim]

• Tozumak işi, tozma

[isim]

• Gerek, gereklik, gereklilik, icap

  Söz konusu mezarlıklarda ölüleri olanların endişelenmesine lüzum yoktu. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

• lüzum görmemek
• lüzumundan fazla

[isim]

[edebiyat]

• Şiir

  Manzumenin yazılı olduğu kâğıdı bulmak için bütün ceplerimi on parmağımla didikledim. - Yusuf Ziya Ortaç

[eskimiş]

[felsefe]

• Dizge

[nesnesiz]

• Toz havalanarak çevreye yayılmak, tozumak

  Herif süpürge ile fesini süpürüp de şak şak eline vurdukça un çuvalı gibi tozuyordu. - Ahmet Rasim

[isim]

• Zumlamak işi

[isim]

• Bozulma işi, utangaçlık, mahcupluk

Ata Sözleri ve Deyimler

• bozum etmek
• bozum olmak

[-e]

[-i]

• Bir nesnenin görüntüsünü büyütmek için objektifin odak uzaklığını değiştirmek, zum yapmak

[mecaz]

• Bir konunun belirli bir noktasına yoğunlaşmak

[sıfat]

• Gerek, gerekli, lazım

  Sanat eserinin mimarı şüphesiz ki eseri için lüzumlu malzemenin en iyisini kullanmayı bilen kimsedir. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]

• Tuzsu

[sıfat]

• Rengi bozu andıran, boza benzeyen

[isim]

[halk ağzında]

• Kurşun renginde iri bir kertenkele

[isim]

• Grizuölçer

[sıfat]

• Gereksiz

  Birtakım resmî sıfatlı insanlar onun vücudunu lüzumsuz ilan ettiler. - Kerim Korcan

Ata Sözleri ve Deyimler

• lüzumsuz görmek