İçinde Ze Bulunan 4 Harfli Kelimeler
İçerisinde ZE olan 4 harfli 24 kelime bulunuyor. İçinde ZE olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ze ile başlayan 4 harfli kelimeler. ze ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
GÖZE17,
AZEL
- Sunumun birkaç satıcı tarafından yapıldığı ve bu az sayıdaki satıcının birbirlerinin üretim kararlarından etkilendiği piyasa türü, oligopol
EZEL (Kelime Kökeni: Arapça ezel)
-
Başlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım - Mehmet Akif Ersoy
Birleşik Kelimeler: ezel ebet
RİZE
- Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
REZE (Kelime Kökeni: Arapça rezze)
-
Menteşe
Kapının reze tarafına yakın yerinde bir parmak kalınlığında bir çatlak gözüme ilişti. - Peyami Safa
-
Kapıyı içeriden ve dışarıdan açıp kapamaya yarayan ve başparmakla basılarak işletilen düzen
Gece yağan yağmurdan rezeler şişmiş mi şişmiştir. - Salâh Birsel
TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)
-
Bozulmamış, bayatlamamış olan
Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal
-
Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Yeni, zamanı geçmemiş
Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı
-
Genç kadın
Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- taze ot görmüş eşek gibi
Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze
ZEKİ (Kelime Kökeni: Arapça ẕekī)
-
Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek
En zeki hayvan maymundur.
-
Çabuk ve kolay kavrayan
Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır. - Memduh Şevket Esendal
-
Zekâ varlığı gösteren
İnce, zeki bir kalemi vardı. - Yusuf Ziya Ortaç
ZEKÂ (Kelime Kökeni: Arapça ẕekāʾ)
-
İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset
Herkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti. - Ayla Kutlu
Birleşik Kelimeler: zekâ bölümü, zekâ geriliği, zekâ testi, zekâ yaşı, zekâ yeteneği, analitik zekâ, çoklu zekâ, genel zekâ, üstün zekâ
ZERK (Kelime Kökeni: Arapça zerḳ)
- İç itim
Ata Sözleri ve Deyimler
- zerk etmek
MEZE (Kelime Kökeni: Farsça meze)
-
İçki içilirken yenilen yiyecek
Salatayı, peyniri yenilediler. Bu kadar mezenin yenilip bu kadar içkinin içilmesi gene de bir saat sürmedi. - Necati Cumalı
- Eğlence, alay
ROZE (Kelime Kökeni: Fransızca rosé)
- Bir tür pembe şarap, gül şarabı
BEZE
- Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde
Birleşik Kelimeler: gözyaşı bezeleri
- Hamur topağı, pazı
- Yumurta akı ve pudra şekeri ile yapılan bir çeşit pasta türü
DİZE
-
Şiirin satırlarından her biri, mısra
İkinci dizenin sonunda, 'gözlerinin renginden'i okurken Belkıs kesti. - Necati Cumalı
TÜZE
- Hukuk
Birleşik Kelimeler: üleştirimli tüze
MÜZE (Kelime Kökeni: Fransızca musée)
-
Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı
O devirlere ait yatağanlar, baltalar, karabinalar, paslanmamış çelikleriyle müzelerimizdedir. - Orhan Seyfi Orhon
Ata Sözleri ve Deyimler
- müze gibi
Birleşik Kelimeler: açık hava müzesi
DÜZE
- Doz
Birleşik Kelimeler: tekdüze