İçinde Zay Bulunan Kelimeler
İçinde ZAY olan 29 kelime bulunuyor. İçerisinde ZAY geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Zay ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
11 Harfli Kelimeler
DENİZAYGIRI24,
10 Harfli Kelimeler
HOROZAYAĞI29, DOMUZAYAĞI28, ZAYIFLAYIŞ28, ZAYIFLATMA23, ZAYIFLAMAK23, DENİZAYISI20
9 Harfli Kelimeler
ZAYIFLAMA22, UZAYCILIK20, MÜTEZAYİT17, CEZAYİRLİ17
8 Harfli Kelimeler
KAZAYAĞI21, ZAYIFLIK21, DİZAYNCI19, MÜZAYEDE18, MÜZAYAKA16
7 Harfli Kelimeler
DÜZAYAK16, CEZAYİR15, TEZAYÜT14
6 Harfli Kelimeler
UZAYCI16, BOZAYI15, ZAYİÇE14, DİZAYN13, UZAYLI13, ZAYİAT11
5 Harfli Kelimeler
ZAYIF17
4 Harfli Kelimeler
UZAY10, ZAYİ9
ZAYİ (Kelime Kökeni: Arapça żāyiʿ)
- Kaybolma, yitme
- Kayıp
- Yok olmuş, elden çıkmış, mahvolmuş
- İşe yaramayan, yararsız, boş
Ata Sözleri ve Deyimler
- zayi etmek
- zayi olmak
UZAY
- Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, feza, mekân
- Bütün gök cisimlerinin içinde bulunduğu sınırsız boşluk
Birleşik Kelimeler: uzay adamı, uzay aracı, uzay bilimi, uzay eğrisi, uzay gemisi, uzay geometri, uzay hukuku, uzay istasyonu, uzay kapsülü, uzay pilotu, uzay savaşı, uzay sondası, uzay taşı, uzay uçuşu, uzay üssü
ZAYİAT (Kelime Kökeni: Arapça żāyiʿāt)
- Yitikler, kayıplar
Ata Sözleri ve Deyimler
- zayiat vermek
DİZAYN (Kelime Kökeni: İngilizce design)
- Tasarım
UZAYLI
- Uzayda yaşadığı varsayılan (canlı)
- Olaylardan, söylenenlerden habersiz olan
TEZAYÜT (Kelime Kökeni: Arapça tezāyud)
- Çoğalma, artma
Ata Sözleri ve Deyimler
- tezayüt etmek
ZAYİÇE (Kelime Kökeni: Farsça zāyiçe)
- Yıldızların, belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge
Ata Sözleri ve Deyimler
- zayiçesine bakmak
BOZAYI
- Ayıgillerden, Avrupa ve Kuzey Asya'da sık ormanlarda yaşayan, uzunluğu yaklaşık olarak 2,5 metre, kuyruğu 8 santimetre olan, tüyleri esmer kahverengi bir tür ayı (Ursus arctos)
MÜZAYAKA (Kelime Kökeni: Arapça mużāyaḳa)
- Sıkıntı, darlık, parasızlık
DÜZAYAK
- İçinde merdiven veya inilip çıkılacak bölüm bulunmayan (ev, yol)
- Özellikle Orta Anadolu'da oynanan bir halay türü
MÜTEZAYİT (Kelime Kökeni: Arapça mutezāyid)
- Artan, çoğalan
ZAYIF (Kelime Kökeni: Arapça żaʿīf)
-
Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım. - Sermet Muhtar Alus
-
Görevini yapacak yeterli gücü olmayan
Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf.
-
Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan
Zayıf bir yapı.
-
Önemli, güvenilir olmayan
Zayıf bir bilgi.
-
Çok az
Zayıf bir ihtimal.
-
Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan
Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık.
- Başarısızlığı gösteren not
-
Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz
Zayıf bir öğretmen.
-
Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan
Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- zayıf düşmek
- zayıf yerinden (veya noktasından veya damarından) yakalamak
Birleşik Kelimeler: zayıf nahif, zayıf sesli, sinirleri zayıf
MÜZAYEDE (Kelime Kökeni: Arapça muzāyede)
-
Açık artırma
Sanırım onu yurt dışında bulunduğu sırada bir müzayededen almış. - İnci Aral
DİZAYNCI
- Tasarımcı
DENİZAYISI
- Boyu 1,5-2 metre olan, uzun ve yumuşak tüylü postu beğenilen, bitkiyle beslenen bir deniz memelisi (Arctocephalus ursinus)