İçinde Zak Bulunan Kelimeler
İçinde ZAK olan 60 kelime bulunuyor. İçerisinde ZAK geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Zak ile başlayan kelimeler. Zak ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
UZAKLAŞTIRILMAK25
14 Harfli Kelimeler
MUHAFAZAKARLIK30, UZAKLAŞTIRILMA24
13 Harfli Kelimeler
BAŞMÜZAKERECİ27, MÜZAKERECİLİK22, UZAKLAŞTIRMAK22, NEZAKETSİZLİK20
12 Harfli Kelimeler
UZAKLAŞTIRMA21, UZAKLAŞILMAK21, ZAKKUMGİLLER21, ZAKKUMLAŞMAK21, NEZAKETLİLİK15
11 Harfli Kelimeler
MUHAFAZAKAR26, UZAKLAŞILMA20, ZAKKUMLAŞMA20, TUZAKLANMAK16
10 Harfli Kelimeler
MÜZAKERECİ19, TUZAKÇILIK19, UZAKLAŞMAK18, NEZAKETSİZ17, KIZAKLAMAK15, TUZAKLANMA15, TUZAKLAMAK15, UZAKLANMAK15
9 Harfli Kelimeler
UZAKLAŞMA17, HAZAKATLİ16, MÜZAKERAT15, UZAKSAMAK15, KIZAKLAMA14, TUZAKLAMA14, UZAKLANMA14, NEZAKETEN12, NEZAKETLİ12
8 Harfli Kelimeler
7 Harfli Kelimeler
TUZAKÇI15, HAZAKAT14, KAZAKÇA13, KOZAKLI12, UZAKLIK12, UZAKTAN11, NEZAKET10
6 Harfli Kelimeler
ZİKZAK12, ZAKKUM11, RAZAKI10
5 Harfli Kelimeler
MOZAK10, SIZAK10, KIZAK9, KOZAK9, MAZAK9, SAZAK9, TUZAK9, ANZAK8, ERZAK8, KAZAK8
4 Harfli Kelimeler
UZAK8
ANZAK (Kelime Kökeni: İngilizce anzac)
- Birinci Dünya Savaşı sırasında kurulan, Avustralya veya Yeni Zelanda birliklerinin ortak adı
ERZAK (Kelime Kökeni: Arapça erzāḳ)
-
Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı
Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir. - Ömer Seyfettin
KAZAK (Kelime Kökeni: Fransızca casaque)
-
Baştan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst giysisi
Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü
- Jokeylerin giydiği, göz alıcı renklerde bir ceket türü
Birleşik Kelimeler: balıkçı kazağı
- Rusya'da ve İran'da ayrı bir sınıf oluşturan atlı asker
- Karısına söz geçirebilen, dediğini yaptırabilen erkek, kılıbık karşıtı
- Kazakistan Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk soylu halk veya bu halktan olan kimse
- Güney Rusya'da yaşayan Slavlaşmış bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Kazak çömelmesi
UZAK
-
Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu. - Peyami Safa
-
Arada çok zaman bulunan
Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez.
-
Eli, gücü veya hükmü yetişmez
O böyle işlerden pek uzaktır.
-
İhtimali az olan
Sevgililerin birbirine kavuşması gerçekleşmeyecek bir uzak umut olarak gözükür. - Metin And
-
Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz. - Peyami Safa
-
Yakın olmayan yer
Fazla uzağa gitme.
Ata Sözleri ve Deyimler
- uzağı görmek
- uzak durmak
- uzak düşmek
- uzak kalmak
- uzaklara gitmek
- uzak tutmak
Birleşik Kelimeler: uzak akraba, uzak ara, uzak benzeşme, uzak benzeşmezlik, Uzak Doğu, uzak göçüşme, uzak görüş, uzak metatez, uzak yol kaptanı, yedi gömlek uzak
KIZAK
-
Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt
Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim. - Reha Mağden
- Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça
- Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası
- Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara
Ata Sözleri ve Deyimler
- kızağa çekmek (veya almak)
- kızak yapmak
Birleşik Kelimeler: su kızağı
KOZAK
- Kozalak
- Metalden yapılmış, içine antlaşma ve padişah mektuplarının konulduğu kutu
MAZAK
- Kırlangıç balığıgillerden, Atlantik Okyanusu, Akdeniz ve Marmara denizinde yaşayan, kırmızı renkli, lezzetli bir balık (Trigla lineata)
SAZAK
-
Kuvvetli esen rüzgâr
Ne yaman esiyor Şad'ın sazağı / Kahpe felek bize kurdu tuzağı - Halk türküsü
- Bataklık, sazlık
- Mersin
TUZAK
- Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzenek
-
Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, komplo
Onun bana gönderdiği mektuplar filan hep tuzak, hep birer şantajdan ibaretti. - Osman Cemal Kaygılı
Ata Sözleri ve Deyimler
- tuzağa düşmek
- tuzak (veya tuzağı) kurmak
Birleşik Kelimeler: bubi tuzağı
NEZAKET (Kelime Kökeni: Arapça nezāket)
- Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik
Ata Sözleri ve Deyimler
- nezaket göstermek
RAZAKI (Kelime Kökeni: Arapça rāziḳī)
- Kalınca kabuklu, iri ve uzunca taneli, şekeri çok bir tür üzüm
MOZAK
- Domuz yavrusu
SIZAK
- Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar
UZAKTAN
-
Uzak yerden
Merak bu ya, bir gün uzaktan seyredeceğim bizim takımı. - Yusuf Ziya Ortaç
- Şahsen
Ata Sözleri ve Deyimler
- uzaktan bakmak (veya seyirci kalmak)
Birleşik Kelimeler: uzaktan akraba, uzaktan eğitim, uzaktan kumanda, uzaktan merhaba, uzaktan uzağa, uzaktan yakından
ZAKKUM (Kelime Kökeni: Arapça zaḳḳūm)
-
Zakkumgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, çiçekleri beyaz veya pembe renkli, kışın yapraklarını dökmeyen zehirli bir ağaççık, ağı ağacı, ağı çiçeği (Nerium oleander)
Bir köşeye bir limon ağacı, öbür köşeye katmersiz bir zakkum diye başladık işe. - Nezihe Meriç