İçinde Yıf Bulunan Kelimeler

İçinde YIF olan 14 kelime bulunuyor. İçerisinde YIF geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yıf ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

DENİZKADAYIFI30

12 Harfli Kelimeler

KADAYIFÇILIK28

11 Harfli Kelimeler

HAYIFLANMAK25, ZAYIFLATMAK24

10 Harfli Kelimeler

ZAYIFLAYIŞ28, HAYIFLANMA24, ZAYIFLATMA23, ZAYIFLAMAK23

9 Harfli Kelimeler

KADAYIFÇI24, ZAYIFLAMA22

8 Harfli Kelimeler

ZAYIFLIK21

7 Harfli Kelimeler

KADAYIF18

5 Harfli Kelimeler

HAYIF18, ZAYIF17

ZAYIF (Kelime Kökeni: Arapça żaʿīf)

[sıfat]

  • Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)

    Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım. - Sermet Muhtar Alus

  • Görevini yapacak yeterli gücü olmayan

    Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf.

[mecaz]

  • Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan

    Zayıf bir yapı.

[mecaz]

  • Önemli, güvenilir olmayan

    Zayıf bir bilgi.

[mecaz]

  • Çok az

    Zayıf bir ihtimal.

  • Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan

    Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık.

[isim]

  • Başarısızlığı gösteren not

[mecaz]

  • Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz

    Zayıf bir öğretmen.

[mecaz]

  • Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan

    Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zayıf düşmek
  • zayıf yerinden (veya noktasından veya damarından) yakalamak

Birleşik Kelimeler: zayıf nahif, zayıf sesli, sinirleri zayıf

KADAYIF (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭāʾif)

[isim]

  • Undan yapılan, tatlı olarak tüketilen türlü biçimlerde yiyecek

    Ekmek kadayıfı.

    Tel kadayıf.

Birleşik Kelimeler: tel kadayıf, yassı kadayıf, denizkadayıfı, ekmek kadayıfı

HAYIF (Kelime Kökeni: Arapça ḥayf)

[isim]

[eskimiş]

  • Haksızlık, insafsızlık
  • Acınma, üzülme

[ünlem]

  • `Vah, heyhat, yazık` anlamlarında kullanılan bir söz

ZAYIFLIK

[isim]

  • Zayıf olma durumu

    Kavrama hızının zayıflığıyla zekâsının çalımsızlığından ötürü, okulda kendisine kozalak adını takmışlardı. - Çetin Altan

Birleşik Kelimeler: akıl zayıflığı

ZAYIFLAMA

[isim]

  • Zayıflamak işi

    Sanki pek şişman bir şeymiş gibi zayıflama hastalığına tutulmuştu. - Memduh Şevket Esendal

ZAYIFLATMA

[isim]

  • Zayıflatmak işi

ZAYIFLAMAK

[nesnesiz]

  • Zayıf duruma gelmek

    Biraz zayıflamış, kolalı beyaz yakalığı bollaşmıştı. - Cahit Uçuk

ZAYIFLATMAK

[-i]

  • Zayıf olmasına yol açmak

    Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum. - Falih Rıfkı Atay

HAYIFLANMA

[isim]

  • Hayıflanmak işi

KADAYIFÇI

[isim]

  • Kadayıf yapan veya satan kimse

HAYIFLANMAK

[nesnesiz]

  • Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek

    Selanik'i Türk elinde görebilecek miyim? diye hayıflanıyordu. - Falih Rıfkı Atay

KADAYIFÇILIK

[isim]

  • Kadayıfçının yaptığı iş

ZAYIFLAYIŞ

[isim]

  • Zayıflama işi

DENİZKADAYIFI

[isim]

[bitki bilimi]

  • Esmer su yosunlarından bir deniz bitkisi (Alaria esculenta)