İçinde Yo Bulunan Kelimeler

İçinde YO olan 791 kelime bulunuyor. İçerisinde YO geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yo kelimesinin anlamı nedir? Yo ile başlayan kelimeler. Yo ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

YOMETEOROLOJİ33, ANESTEZİYOLOJİK32, TELEVİZYONCULUK32, ELEKTROBİYOLOJİ31, SOSYOLENGÜİSTİK28, STANDARDİZASYON27, ABSTRAKSİYONİZM26, RASYONALİZASYON26, ELEKTRİFİKASYON25, KOLEKSİYONCULUK25, YOKSULLAŞTIRMAK25, KARMANYOLACILIK24, TRANSPLANTASYON24, REKONSTRÜKSİYON23, ENTERNASYONALCİ22, RADYOELEKTRONİK21, İNTERKONEKSİYON20, TRANSLİTERASYON20

14 Harfli Kelimeler

RADYOFİZYOLOJİ41, HİDROBİYOLOJİK36, RADYOYOLOJİK34, ANESTEZİYOLOJİ31, DEZENFORMASYON31, MİKROBİYOLOJİK31, PREFABRİKASYON30, RADYOTEKNOLOJİ30, YOĞUNLAŞTIRMAK30, BAKTERİYOLOJİK29, FONKSİYONALİZM29, PROFESYONELLİK29, AFYONKARAHİSAR28, DEPOLİTİZASYON28, TRANSFORMASYON27, REORGANİZASYON26, BAKTERİYOSKOPİ25, DEMORALİZASYON25, KAPİTALİZASYON25, KARDİYOSKLEROZ24
Tümünü Gör

13 Harfli Kelimeler

HİDROBİYOLOJİ35, YOĞUNLUKÖLÇER34, RADYOYOLOJİ33, BİBLİYOGRAFYA32, EMPROVİZASYON32, RÖPRODÜKSİYON32, PASTÖRİZASYON31, BİBLİYOGRAFİK30, FİZYOTERAPİST30, KONFİGÜRASYON30, MİKROBİYOLOJİ30, OTOBİYOGRAFİK30, REVİZYONCULUK30, YOĞUNLAŞTIRMA29, BAKTERİYOLOJİ28, DEZENFEKSİYON28, KONFEKSİYONCU28, BİYOKATALİZÖR27, PETRİFİKASYON27, BİYOMİKROSKOP26
Tümünü Gör

12 Harfli Kelimeler

YOJEOGRAFİ37, PROVİZYONSUZ34, GLASYOLOJİST31, BİBLİYOGRAFİ29, ENJEKSİYONCU29, OTOBİYOGRAFİ29, BAZİDİYOSPOR28, EMBRİYOLOJİK28, PLÜVİYOMETRE28, PROMOSYONSUZ28, TELEVİZYONCU28, DEJENERASYON27, KARDİYOGRAFİ27, KARDİYOLOJİK27, RADYOTELGRAF27, MODİFİKASYON26, VİYOLONSELCİ26, EMPRESYONİZM25, FİZYOKRATLIK25, HİPOTANSİYON25
Tümünü Gör

11 Harfli Kelimeler

FİZYOLOJİST34, ANJİYOGRAFİ33, SOSYOLOJİZM31, PLAJİYOKLAZ30, PROJEKSİYON29, PAVYONCULUK29, BİBLİYOGRAF28, EMBRİYOLOJİ27, FİZYOTERAPİ27, PROVOKASYON27, REVİZYONİZM27, YOĞURTÇULUK27, KARDİYOGRAF26, KARDİYOLOJİ26, OTOJESTİYON26, PROFESYONEL26, SÜBVANSİYON26, STAGFLASYON26, SEMİYOLOJİK26, TRANSFÜZYON26
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

ANJİYOLOJİ32, FİZYOLOJİK32, VEJETASYON29, BİYOLOJİCİ28, GLASYOLOJİ28, ODYOVİZÜEL27, FİGÜRASYON26, REVİZYONCU26, SOSYOLOJİK26, BİYOGRAFİK25, FÜZYOMETRE25, POPÜLASYON25, RADYOLOJİK25, RADYOGRAFİ25, SEMİYOLOJİ25, VAHYOLUNMA25, YOĞUNLAŞMA25, YOĞURTHANE25, YOKOĞLUYOK25, BİYOENERJİ24
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

FİZYOLOJİ31, ESPİYONAJ26, HELYOGRAF26, PROVİZYON26, PYONGYANG26, SOSYOLOJİ25, BİYOLOJİK24, BİYOGRAFİ24, RADYOLOJİ24, YOĞALTICI24, BİYOFİZİK23, FİYONKSUZ23, FİZYONOMİ23, AJİTASYON22, EVOLÜSYON22, ETİYOLOJİ22, GLASYOLOG22, RADYOFOTO22, DEFLASYON21, FİZYOKRAT21
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

FİZYOLOG25, PAVYONCU25, DİFÜZYON24, BİYOGRAF23, BİYOLOJİ23, YOĞURTÇU23, YOĞUNLAÇ22, DOĞANYOL21, VİYOLACI21, AFYONKEŞ20, BİYOSFER20, HACIYOLU20, LEJYONER20, POZİSYON20, REVİZYON20, YOĞRULMA20, YOĞALTIM20, YOĞUNLUK20, YOKUŞSUZ20, YOĞURTMA20
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

GÖKYOLU21, BEYOĞLU20, BİYOGAZ19, YOĞURMA19, ALÜVYON18, DÖRTYOL18, VİBRİYO18, YOĞALMA18, YOBAZCA18, YOKUŞÇU18, AFYONLU17, BİYOLOG17, BİYOPSİ17, BİYOTOP17, OPSİYON16, RADYOCU16, YORUMCU16, ESPİYON15, İSPİYON15, YOKUŞLU15
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

FÜZYON20, PAVYON19, ANJİYO18, LEJYON18, VİZYON18, YOĞRUM18, PAPYON17, YOĞURT17, ACYOCU16, PALYOŞ16, VARYOS16, YOZGAT16, FİYORT15, FİYONK15, FANYOL15, VİYOLA15, YOMSUZ15, ADACYO14, BALYOZ14, MAYOCU14
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

YOĞUN16, FOLYO15, AFYON14, BOYOZ14, VİYOL14, MİYOP13, YOBAZ13, PİYON12, YOKÇU12, YOKUŞ12, YOLCU12, YONGA12, YORGA12, BUYOT11, ŞARYO11, YONCA11, BANYO10, DENYO10, MİYOM10, RADYO10
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

YOGA11, YO11, ACYO10, TÜYO9, MAYO8, YOMA8, AYOL7, İYOT7, İYON7, YONT7

3 Harfli Kelimeler

YOĞ13, YOZ9, YOM7, YOL6, YOK6

2 Harfli Kelimeler

YO5

YO

[ünlem]

  • `Hayır` anlamında kullanılan bir söz

    Dün bize geldiniz mi? -Yo.

  • `Yapmam, istemem, kabul etmem` anlamında kullanılan bir itiraz sözü
  • `Sakın` anlamında kullanılan bir uyarma sözü

    Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

YOL

[isim]

  • Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
  • Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer

    Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. - Çetin Altan

  • Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi

    Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu. - Ömer Seyfettin

  • İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer

    Su yolu. Sel yolu.

  • Yolculuk

    Yola çıkmak. Yoldan kalmak.

  • Gidiş çabukluğu, hız

    Bu vapurun yolu az.

  • Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi

    Celâl Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür. - Haldun Taner

  • Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik

    Duyguların eğitimi de en iyi, sanat yoluyla olur.

  • Kumaşta bulunan çizgi
  • Kez, defa, kere, sefer

[argo]

  • Hile, tuzak

[halk ağzında]

  • Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan

[mecaz]

  • Gaye, uğur, maksat

    Bu yolda çok emek harcandı.

[mecaz]

  • Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem

    Bu işi yapmanın bir yolu vardır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... yoluna
  • yola (veya yollara) düşmek
  • yola (veya yoluna) koyulmak
  • yola çıkmak
  • yol açmak
  • yola dizilmek
  • yola düzülmek
  • yola gelmek (veya yatmak)
  • yola getirmek
  • yola gitmek
  • yol almak
  • yol aramak
  • yola revan olmak
  • yola vurmak
  • yol bulmak
  • yol çizmek
  • yolda kalmak
  • yoldan (veya yolundan) kalmak
  • yoldan çevirmek
  • yoldan çıkmak
  • yol etmek
  • yol gitmek
  • yol görünmek
  • yol göstermek
  • yol gözlemek
  • yol iz bilmek
  • yol kesmek
  • yollara dökülmek
  • yolları ayrılmak
  • yolları tutmak
  • yol şaşmak
  • yol tepmek
  • yol tutmak
  • yolu (veya yolunu) şaşırmak
  • yolu açık olmak
  • yolu açmak
  • yolu almak
  • yolu düşmek
  • yoluna bakmak
  • yoluna baş koymak
  • yoluna can (veya canını) vermek
  • yoluna çıkmak
  • yolun açık olsun
  • yoluna girmek
  • yoluna koymak
  • yoluna sapmak
  • yolunda gitmek (veya yürümek)
  • yolunda görünmek
  • yolunu beklemek (veya gözlemek)
  • yolunu bilmek
  • yolunu bulmak
  • yolunu değiştirmek
  • yolunu kaybetmek
  • yolunu kesmek
  • yolunu sapıtmak
  • yolunu tutmak
  • yolunu tutmak
  • yolunu yapmak
  • yol vermek
  • yol vurmak
  • yol yakınken
  • yol yapmak
  • yol yürümek

Birleşik Kelimeler: yol ağzı, yol ayrımı, yol azığı, yol bel, yolbil, yolbul, yol boyu, yoldüzler, yol erkân, yol evladı, yolgeçen hanı, yol halısı, yol haritası, yol harçlığı, yol işareti, yol kardeşi, yolkesen, yol kilimi, yol parası, yol uğrağı, yolüstü, yol yol, yol yordam, yol yorgunu, açık yol, açısal yol, altı yol, ana yol, bir yol, bölünmüş yol, çakıl yol, çıkar yol, dikenli yol, diplomatik yol, doğru yol, dört yol, duble yol, ekspres yol, kaçamak yol, kısayol, köprü yol, kötü yol, orta yol, otoyol, stabilize yol, tahsisli yol, tali yol, tam yol, tek yönlü yol, tercihli yol, uzak yol kaptanı, uzun yol sürücüsü, uzun yol şoförü, yan yol, gözü yolda, o yolda, kısa yoldan, ayakyolu, bisiklet yolu, boru yolu, cinyolu, çevre yolu, çıkış yolu, çözüm yolu, demir yolu, deniz yolu, döl yolu, geçim yolu, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, hak yolu, Harezmi yolu, hava yolu, idrar yolu, kara yolu, keçi yolu, koşu yolu, Samanyolu, seğirdim yolu, ses yolu, sıçan yolu, sidik yolu, suyolu, su yolu, yargı yolu, yaya yolu, keyfi yolunda, tıngırı yolunda

YOK

[sıfat]

  • Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı

[isim]

  • Olmayan, bulunmayan şey

    Sen yoktan anlamaz mısın?

  • Yasak

    İçki, sigara yok.

[edat]

  • `Hayır` anlamında kullanılan bir söz

    Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler.

[bağlaç]

  • Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz

    Verdiler, ne âlâ; yok vermediler, döner gelirsin.

[bağlaç]

  • Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz

    Yok kâğıdı kalmamış, yok mürekkebi iyi değilmiş, hasılı bir alay bahaneler!

    Yok ben seni adam ettim, yok haddini bil, yok üstümüze düşeni yapalım. - Attila İlhan

[edat]

  • Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir

    Yok, doğrusu iyi adam, kim ne derse desin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yok ananın örekesi
  • yok canım
  • yok devenin başı (veya pabucu veya nalı)
  • yok etmek
  • yok oğlu yok
  • yok olmak
  • yok satmak
  • yoktan var etmek
  • yokum
  • yok yok

Birleşik Kelimeler: yok pahasına, yok yere, yok yoksul, yok yılı, vara yoğa, varı yoğu, hiç yoktan

AYOL

[ünlem]

[teklifsiz konuşmada]

  • Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü

    Ayol, bu kaçıncı duruş? - Reşat Nuri Güntekin

İYOT (Kelime Kökeni: Fransızca iode)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 53, atom ağırlığı 126,92 olan, tabiatta, deniz suyunda sodyum iyodür durumunda rastlanılan, bazı deniz bitkilerinde de çokça birikmiş olarak bulunan, mavimtırak esmer renkte katı bir element (simgesi I)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iyot gibi ortaya çıkmak

İYON (Kelime Kökeni: Fransızca ion)

[isim]

[kimya]

[fizik]

  • Bir veya daha çok elektron kazanmış veya yitirmiş bir atom veya bir atom grubundan oluşmuş elektrik yüklü parçacık, yükün

Birleşik Kelimeler: iyon yuvarı

YONT

[isim]

[halk ağzında]

  • Başıboş hayvan

Birleşik Kelimeler: yont kuşu

YOM

[isim]

[halk ağzında]

  • İyi talih, iyi haber

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yom tutmak

MAYO (Kelime Kökeni: Fransızca maillot)

[isim]

  • Deniz, göl, havuz vb. yerlere girerken veya güneşlenirken giyilen, tek parçadan oluşan giyisi

Birleşik Kelimeler: güreş mayosu

YOMA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[denizcilik]

  • Sabit manevralarda ve gemileri bağlamada kullanılan, üç veya dört kollu halat
  • Birçok ipin örülmesiyle oluşturulan, balıkçılıkta kullanılan halat

TÜYO (Kelime Kökeni: Fransızca tuyau)

[isim]

  • Herhangi bir konuda verilen gizli bilgi
  • Sınavda başkasından yardım görme veya bir kaynaktan yararlanma, kopya

[spor]

  • Yarış öncesinde belirlenen veya tahmin edilen yarışmacı hakkında verilen gizli bilgi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tüyo vermek

YOZ

[sıfat]

  • Doğada olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan

    Yoz toprak. Yoz bitki.

[mecaz]

  • Kaba, adi, bayağı

    Yoz adam.

[mecaz]

  • Yozlaşmış, dejenere

[halk ağzında]

  • Kısır

[halk ağzında]

  • Davar sürüsü

    Yozların Karataş Dağı'na çıkar / Orada tavlanır, malların Üyük - Âşık Ali İzzet

BANYO (Kelime Kökeni: İtalyanca bagno)

[isim]

  • Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm
  • Banyo küvetinde yıkanma işi
  • Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su

    Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş. - Burhan Felek

  • Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi

    Güneş banyosu. Kükürt banyosu. Çamur banyosu.

  • Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı

    Fotoğraf banyosu.

  • Film ve fotoğraf kâğıdını bu sıvıya batırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • banyo yapmak

Birleşik Kelimeler: banyo bataryası, banyo dolabı, banyo havlusu, banyo kabini, banyo kazanı, banyo küveti, banyo sabunu, banyo takımı, gömme banyo, çamur banyosu, göz banyosu, güneş banyosu

DENYO (Kelime Kökeni: Çingenece denilo'dan)

[sıfat]

[argo]

  • Dengesiz, deli bozuk
  • Sersem, budala

[isim]

  • Emanet, rehin, tutu

MİYOM (Kelime Kökeni: Fransızca myome)

[isim]

[tıp]

  • Kadınlarda döl yatağı kas dokusundaki ur