[isim]

• Yüzü yay biçiminde bir keser türü

[isim]

• Kaydetmek işi

[-e]

[-i]

• Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek

• Herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek

  Çocuğu okula kaydetmek. Nüfusa kaydetmek.

• Hatırlamak için yazmak, not etmek

  Önüne bir şeyler kaydederken görür gibiyim. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

• Belirtmek, söylemek

  Şunu kaydedeyim ki...

• Sesi veya resmi manyetik bant üzerine geçirmek

[nesnesiz]

• Olumlu sonuç almak

  Başarı kaydetmek. Gol kaydetmek.

[fizik]

• Sıcaklık, basınç gibi bir niceliğin değişkenliğini tespit etmek

[bilişim]

• Elektronik veya sayısal araçlarda bilgiyi korumaya almak

[isim]

• Altında bulunan ve değişik açılarda çalışabilen bıçağı ile toprağı kazıyan veya yayan yol makinesi

[isim]

• Kaydettirmek işi

[-i]

• Kaydetme işini yaptırmak, yazdırmak

[isim]

• Kaydedilmek işi

[nesnesiz]

• Kaydetme işi yapılmak, yazılmak

[isim]

[fizik]

• İmleç

[isim]

• Aynı köyde oturan kimselerin birbirine göre her biri, köylü

[isim]

• Greyder kullanan, yapan veya satan kimse

[zarf]

• Azar azar, bölüm bölüm, yavaş yavaş

  Borcunu peyderpey ödedi.