[isim]

• Bilim, edebiyat, sanat alanlarında kitap yazan veya kitap hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, kalem erbabı, müellif

  Her tarih eseri, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yazarın hayat tecrübesine bağlıdır. - Cemil Meriç

• Özellikle gazete ve dergilerde herhangi bir konuda yazı yazan kimse, kalem erbabı, muharrir

[sıfat]

• Yazma özelliği olan

[isim]

• Yazar olma durumu

  Burada tiyatro derken dram yazarlığını değil rejiyi, artisti, ressamı göz önünde tutuyorum. - Nazım Hikmet

• Yazarın yaptığı iş

Ata Sözleri ve Deyimler

• yazarlık etmek

[isim]

• Gramofon

[sıfat]

• Okuması yazması olan, öğrenim görmüş (kimse)

  Şimdi Diyarbakır'ın okuryazar gençlerinin hepsi beni tanıyor. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Belirli bir işin kısa süresini çizerek belirleyen araç, kronograf

[sıfat]

• Yazarı andıran, yazara benzeyen, yazar gibi

[isim]

• Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir

  Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir. - Necati Cumalı

[isim]

• Okuryazar olma durumu

[isim]

• Elektronik sistemle dizgi yapan alet

[sıfat]

• Yazarlıkla uğraşan (kimse)

[isim]

[fizik]

• Bir hareketin ivmesini çizerek belirleyen araç, akselerograf

[isim]

• Başyazar olma durumu, başmuharrirlik, sermuharrirlik

  Gazetecilikten, fıkracılıktan hatta bir iki yılda başyazarlıktan hevesimi çoktan almıştım. - Haldun Taner

• Başyazarın yaptığı iş, başmuharrirlik, sermuharrirlik

  Şirket bir dergi çıkaracak. Başyazarlığını ben aldım. - Nazım Hikmet

[isim]

• Depremlerin yerini, süresini, şiddetini tespit eden çok duyarlı cihaz, sismograf