İçinde Yanma Bulunan Kelimeler

İçinde YANMA olan 8 kelime bulunuyor. İçerisinde YANMA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yanma kelimesinin anlamı nedir? Yanma ile başlayan kelimeler. Yanma ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

BOYANMAK14, DAYANMAK13

7 Harfli Kelimeler

BOYANMA13, DAYANMA12, UYANMAK11

6 Harfli Kelimeler

UYANMA10, YANMAK9

5 Harfli Kelimeler

YANMA8

YANMA

[isim]

  • Yanmak işi

    Vücudumda yanma ile beraber garip bir titreme de vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[kimya]

  • Bir cismin oksijenle birleşmesi sırasında ortaya çıkan olayların tümü

YANMAK

[nesnesiz]

  • Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak

    Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir. - Anayasa

  • Ateş durumuna geçmek, tutuşmak

    Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı.

  • Isı, ışık veren bir konuma geçmek

    Gece oldu, ışıklar yandı, yatsı vakti geldi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek

    Yemek yandı. Ekmek yandı.

  • Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak

    Ateşe dokundu, eli yandı. Güneşten kolları yandı.

  • Vücut veya nesnelerin ısısı artmak

    Ateşler içinde, günlerce titreyerek yanar. - Yusuf Ziya Ortaç

    Odamız yaz günleri çinko damın altında yanar durur. - Orhan Veli Kanık

  • Parlamak, parıldamak

    Birkaç batarya top, kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek

    Kumaş boyadan yanmış. Ekinler dondan yanmış.

  • Yanık acısına benzer bir acı duymak

    Boğazım yanıyor. Biberden ağzım yandı.

  • Çok istemek, çabalamak

    Çocuklar, kendilerini beğendirmek için yanıyorlar. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Çok üzülmek

    Bu yaz tatil yapamayacağıma yanıyorum.

[mecaz]

  • Çok sevmek, büyük bir aşk ile sevmek

[mecaz]

  • Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek

    Vaktinde değiştirilmeyen kâğıt paralar yandı.

[mecaz]

  • Zarara, kötülüğe uğramak

    Maazallah! Birimize kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Çocuk oyunlarında oyun dışı kalmak

[mecaz]

  • Bir bir sıralamak, dile getirmek, dert dökmek, anlatmak

    Yazı yazmak, hayatımı anlatmak, kalbimi dökmek ihtiyacıyla yanıyorum. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yandı gülüm keten helva
  • yanıp durmak
  • yanıp tutuşmak
  • yanıp yakılmak

Birleşik Kelimeler: yana yakıla, yana yana, yanardöner

UYANMA

[isim]

  • Uyanmak durumu, intibah

    Hayalperest kendi âlemine dalmışken uyanmasına imkân yoktur. - Sait Faik Abasıyanık

  • Uyku durumundan çıkma

    Homurdanarak derin ve tatlı bir sabah uykusundan uyanmaya çalışıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

UYANMAK

[nesnesiz]

  • Uyku durumundan çıkmak

    Seher vaktine yakın uyanmışım. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Bitkiler canlanıp yeşermeye başlamak

    Tomurcuklar patlamış, tabiat iyiden iyiye uyanmıştı. - Burhan Felek

  • Belirmek, ortaya çıkmak, depreşmek

    Sevda, dedim, gönlümde bir coşkun ateş dalgalandı / Gözüm daldı, hayalimde yine binbir zevk uyandı - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]

  • Gerçekleri anlar, kavrar duruma gelmek

[mecaz]

  • Bilgisizlikten kurtulmak

[argo]

  • Cinsel yönden hazır duruma gelmek

DAYANMA

[isim]

  • Dayanmak işi, metanet

    Böyle birçok ekoller vahilikleri, sahtelikleri, çürük esaslara dayanmaları dolayısıyla kıymetten düşmüşlerdir. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: dayanma gücü, dayanma ömrü

DAYANMAK

[-e]

  • Bir yere yaslanmak, kendini dayamak

    Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak

    Karşılıklı bilmece sormaya dayanan seyirlik oyunlar da vardır. - Metin And

[mecaz]

  • Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek

    Bu gemi fırtınaya iyi dayanır.

[mecaz]

  • Varmak, ulaşmak

    Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

  • Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak

    İki genç, kırarcasına küreklere dayandılar. - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]

  • Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak

    Bu proje sonunda bize dayanacak.

[mecaz]

  • Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek

    Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız? - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Uzun süre kullanılmaya uygun olmak

    Bu kumaş çok dayandı.

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek

    Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler. - Necati Cumalı

[nesnesiz]

  • Yetişmek, yeter olmak

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek

    Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü. - İhsan Oktay Anar

BOYANMA

[isim]

  • Boyanmak işi

    Kocam bana karşı iyi davranıyor, benim de şık kadınlar gibi giyinip kuşanmamı, boyanmamı istiyordu. - Memduh Şevket Esendal

BOYANMAK

[nesnesiz]

  • Boyama işi yapılmak

    Pencerelerin camları beyaz yağlı boya ile boyanmış. - Adalet Ağaoğlu

  • Kendi kendini boyamak, yüzüne boya sürmek, makyaj yapmak

    Kadın aşırı boyanmıştı, adamın yüzü solgundu. - Yusuf Atılgan