İçinde Vru Bulunan Kelimeler
İçinde VRU olan 30 kelime bulunuyor. İçerisinde VRU geçen kelimeler ve kelime anlamları.
14 Harfli Kelimeler
AVRUPALILAŞMAK30
13 Harfli Kelimeler
AVRUPALILAŞMA29
11 Harfli Kelimeler
AVRUPALILIK24
10 Harfli Kelimeler
YAVRUCAĞIZ33, ADAYAVRUSU23, YAVRULAMAK20
9 Harfli Kelimeler
YAVRUAĞZI29, YAVRULAMA19, YAVRUKURT19, SAVRULMAK18, SAVRUKLUK18, KAVRUKLUK17, KAVRULMAK17
8 Harfli Kelimeler
YAVRUCUK21, AVRUPALI20, SAVRULUŞ20, YAVRUCAK20, KAVRULUŞ19, SAVRULMA17, SAVRUNTU17, KAVRULMA16
7 Harfli Kelimeler
AVRUPAİ18, MAVRUKA15
6 Harfli Kelimeler
ŞOVRUM18, AVRUPA17, NEVRUZ16, MEVRUT14, SAVRUK14, KAVRUK13
5 Harfli Kelimeler
YAVRU14
KAVRUK
- Kavrulmuş olan
-
Kurumaya yüz tutmuş
Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir. - Refik Halit Karay
-
Zayıf
İşe yaramaz, cansız bir merkebimiz vardı. Sütsüz ve kavruk bir de dişi devemiz. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememiş olan
Kalem gibi baldırlı, kavruk çocuklara para verdim. - Sait Faik Abasıyanık
MEVRUT (Kelime Kökeni: Arapça mevrūd)
-
Gelen, gelmiş
Dâhiliye Nezaretinden mevrut telgrafta dahi azimetim bildirilmekte. - Atatürk
SAVRUK
- Aklını işine vermeyen, dikkatsiz
- Yersiz para harcayan, tutumsuz
-
Düzensiz, dağınık
Tavırları şiir gibi ahenktar olan Leylâ, ev hayatında ne kadar savruk, güler yüzü ne kadar abustu. - Reşat Nuri Güntekin
YAVRU
-
Yeni doğmuş hayvan veya insan
Kedi yavrusu. Kuş yavrusu.
-
Çocuk, evlat
Korkarak arkasına baktığı zaman yavrusunun bir kartalın pençeleri arasında, bulutlara doğru süzülüp yükseldiğini gördü. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Bir şeyin küçüğü
Ev, bodrumu, tavan arası ve iki katıyla tam bir konak yavrusudur. - Tarık Buğra
- Güzel, alımlı genç kız
Ata Sözleri ve Deyimler
- yavru atmak
- yavrum!
Birleşik Kelimeler: yavruağzı, yavru kapı, yavrukurt, adayavrusu, konak yavrusu
MAVRUKA
- Kurşundan dökülmüş uzun ve yuvarlak, iki ucu delikli, mazgallanıp cıvayla parlatılmış veya sarı madenden döküm yapılıp nikelajlanmış, 80-130 gr ağırlığında bir av aleti
KAVRULMA
- Kavrulmak işi
NEVRUZ (Kelime Kökeni: Farsça nev + rūz)
- Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
- Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi
- Nevruz otu
Birleşik Kelimeler: Nevruz Bayramı, nevruz otu
KAVRUKLUK
- Kavruk olma durumu
KAVRULMAK
- Kavurma işi yapılmak
-
Hayatın acılarına uğramak
Hayatın cehenneminde kavrulmuş bir insana bu kolay ve sakin ölümler yakışmıyor. - Peyami Safa
-
Dış etkenler yüzünden özelliklerini yitirmek
Yeryüzünün sıcaktan kavrulduğu ve herkesin buram buram terlediği bu temmuz güneşinde benim ellerim buz gibi idi. - Etem İzzet Benice
- Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememek, cılız kalmak
SAVRULMA
-
Savrulmak işi
Savrulma hareketini pek ciddi tutmuş olacaktı ki beli kütürdedi ve acıdı. - Haldun Taner
SAVRUNTU
- Savrulurken dökülen kırıntı
AVRUPA (Kelime Kökeni: İtalyanca europa)
- Dünya üzerinde yer alan kıtalardan biri
Birleşik Kelimeler: Avrupa kayını
SAVRULMAK
-
Savurma işi yapılmak
Bütün gücümle itiyorum onu. Pencereye kadar savruluyor. Ama vazgeçmiyor. - Ahmet Ümit
-
Dağılmak, saçılmak
Naylonlar, kilimler savrulup yere serildi. - Lâtife Tekin
SAVRUKLUK
- Savruk olma durumu
AVRUPAİ
-
Avrupalılara özgü, Avrupalılara benzer, Avrupalılar gibi
O yıllara göre hayli Avrupai sayılacak bir yaşam tarzı sergiliyordu. - Ayşe Kulin