İçinde Vma Bulunan Kelimeler

İçinde VMA olan 19 kelime bulunuyor. İçerisinde VMA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Vma ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

TRAVMATOLOJİK31

12 Harfli Kelimeler

TRAVMATOLOJİ30

10 Harfli Kelimeler

SAVMACILIK23

7 Harfli Kelimeler

SAVMACI19

6 Harfli Kelimeler

ÇIVMAK17, CIVMAK17, ÇAVMAK16, KOVMAK14, SAVMAK14, LAVMAN13, TRAVMA13

5 Harfli Kelimeler

ÇIVMA16, OVMAÇ16, CIVMA16, ÇAVMA15, KOVMA13, OVMAK13, SAVMA13

4 Harfli Kelimeler

OVMA12

OVMA

[isim]

  • Ovmak işi

LAVMAN (Kelime Kökeni: Fransızca lavement)

[isim]

  • Anüs yoluyla kalın bağırsağa tanı veya tedavi amacıyla sıvı verme
  • Bu iş için kullanılan alet ve sıvı

TRAVMA (Kelime Kökeni: Fransızca trauma)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Sarsıntı

[tıp]

  • Bir doku veya organın yapısını, biçimini bozan ve dıştan mekanik bir tepki sonucu oluşan yerel yara, örselenme

KOVMA

[isim]

  • Kovmak işi

    Türkçüler, terkipli lisanla beraber aruz veznini de millî edebiyatımızdan kovmaya karar verdiler. - Ziya Gökalp

OVMAK

  • Bir şeyin üzerine bastırarak el gezdirmek

    Şakaklarını, bileklerini kolonya ile ovdum. - Sermet Muhtar Alus

  • Bir yere bir şeyi kuvvetle sürterek temizlemek

    Tencereyi ovmak. Tahtaları ovmak.

SAVMA

[isim]

  • Savmak işi

    Kasım, Tahir Bey'i savmaya uğraşırken ben rastladım. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: baştan savma

KOVMAK

[-i]

  • Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek

    Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak

    Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun? - Ayşe Kulin

  • İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak
  • Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak

[mecaz]

  • Gözetmek

    Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: yelkovan

SAVMAK

[-i]

[-den]

  • İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak

[-i]

  • Sıkıcı bir durumu geçirmek, atlatmak, savuşturmak, defetmek

    Kendini unutturmak ve bu ziyareti kazasız belasız savmaktan başka bir düşüncesi bulunmayan bizim kaymakam buna memnun oluyor. - Reşat Nuri Güntekin

  • Geçirmek

[nesnesiz]

[eskimiş]

  • Vakti geçmek

    Vazodaki çiçekler savmış, yenilemeli.

[-e]

[nesnesiz]

  • İşleyip geçmek, etki etmek

    Soğuk içime savdı.

Birleşik Kelimeler: asalaksavar, böceksavar, füzesavar, sineksavar, tanksavar, uçaksavar, yıldırımsavar

ÇAVMA

[isim]

  • Çavmak işi

ÇAVMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Güneş doğmak
  • Dağılıp yayılmak, saçılmak

[-den]

[mecaz]

  • Cıvmak

ÇIVMA

[isim]

  • Çıvmak işi

OVMAÇ

[isim]

[halk ağzında]

  • Hamuru ovalayarak yapılan kırıntılarla pişirilmiş çorba
  • Taze tarhana

CIVMA

[isim]

  • Cıvmak işi

ÇIVMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Atlamak, sıçramak, zıplamak
  • Cıvmak

CIVMAK

[-den]

[halk ağzında]

  • Hızla giden bir şey bir yere çarpıp yön değiştirmek, sekmek, sapmak, inhiraf etmek

    Kurşun taşa değmiş sonra taştan cıvmış, Dursun Hoca'ya değmiş. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Sapmak, yol değiştirmek, amaçtan şaşmak, çavmak