İçinde Uşm Bulunan Kelimeler

İçinde UŞM olan 51 kelime bulunuyor. İçerisinde UŞM geçen kelimeler ve kelime anlamları.

12 Harfli Kelimeler

KONUŞMACILIK23

10 Harfli Kelimeler

UYUŞMAZLIK22

9 Harfli Kelimeler

KONUŞMACI19, OTURUŞMAK16

8 Harfli Kelimeler

BOĞUŞMAK23, SOĞUŞMAK22, SAVUŞMAK20, VURUŞMAK20, BOZUŞMAK19, KAVUŞMAK19, DOYUŞMAK18, SONUŞMAZ18, KOÇUŞMAK17, KOŞUŞMAK17, BURUŞMAK16, BULUŞMAK16, DOLUŞMAK16, OTURUŞMA15, SOKUŞMAK15, SORUŞMAK15, KOKUŞMAK14, KONUŞMAK14, TOKUŞMAK14, TUTUŞMAK14

7 Harfli Kelimeler

BOĞUŞMA22, SOĞUŞMA21, SAVUŞMA19, VURUŞMA19, BOZUŞMA18, KAVUŞMA18, DOYUŞMA17, KOÇUŞMA16, KOŞUŞMA16, UÇUŞMAK16, BURUŞMA15, BULUŞMA15, DOLUŞMA15, DURUŞMA15, UYUŞMAK15, MUŞMULA14, SOKUŞMA14, SORUŞMA14, KOKUŞMA13, KONUŞMA13
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

UŞMA15, UYUŞMA14, OLUŞMA12, KUŞMAR11

KUŞMAR

[isim]

  • Kuş avlamak için hazırlanmış tuzak, kuş tuzağı

OLUŞMA

[isim]

  • Oluşmak işi, teşekkül

    Meşrutiyet Dönemi'nde tiyatro eserlerinin oluşmasında iki önemli etki buluyoruz. - Metin And

KOKUŞMA

[isim]

  • Kokuşmak işi

KONUŞMA

[isim]

  • Konuşmak işi

    Hurşit hiç karışmıyordu konuşmaya. - Ayşe Kulin

  • Görüşme, danışma, müzakere
  • Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılan söyleşi, konferans

    Bu konuşmaya nihayet verirken okumak terbiyesinden bahsetmek lazımdır. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • konuşmaya dalmak
  • konuşma yapmak

Birleşik Kelimeler: konuşma bozukluğu, konuşma çizgisi, konuşma dili, konuşma engelli, konuşma güçlüğü, konuşma korkusu, konuşma merkezi, konuşma yetersizliği, günlük konuşma, teklifsiz konuşma, yankılı konuşma, açılış konuşması, açış konuşması

KOKUŞMAK

[nesnesiz]

  • Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokmak, taaffün etmek

    Çöpler kokuşmuş.

[mecaz]

  • Kişi, toplum vb. bozularak özelliğini yitirmek, tefessüh etmek

[halk ağzında]

  • Koklaşmak

    Öpüşürken, kokuşurken çıkageldi kocası... - Memduh Şevket Esendal

KONUŞMAK

[nesnesiz]

  • Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak

    Çocuk daha konuşamıyor.

[-i]

[-den]

  • Belli bir konudan söz etmek

    Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

[-le]

  • Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek

    İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal Kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz. - Falih Rıfkı Atay

  • Söylev vermek, konuşma yapmak
  • Konuşma dili olarak kullanmak

    Türkçeyi çok iyi konuşuyor.

  • Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak

    Dilsizler el işaretleriyle konuşur.

[-le]

  • İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek

    Üst kattakilerle konuşuyoruz.

  • Flört etmek
  • Dargın bulunmamak
  • Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak
  • Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek

[mecaz]

  • Becermek, uzman gibi yapabilmek

    Fokstrotta uzun boylu konuşamam. - Mahmut Yesari

[mecaz]

  • Geçerli olmak, etkin olmak

    Yasaların yerine yumruklar konuştu.

[teklifsiz konuşmada]

  • Şık ve zarif görünmek

    Gömleğin konuşuyor.

Birleşik Kelimeler: karnından konuşan

TOKUŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • İki şey birbirine çarpmak, çarpışmak
  • Kafa kafaya vuruşmak

TUTUŞMAK

[-e]

  • Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
  • Bir işe başlamak, girişmek

    İki ordu bir harbe daha tutuştular. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

  • Yanmaya başlamak, ateş almak

    Bu fenerleri birbirine bağlayan çiçekli askılardaki küçük lambalar tutuştu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[nesnesiz]

  • Kızarmak, kızıllaşmak

    Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri - Yahya Kemal Beyatlı

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Telaşlanmak

MUŞMULA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, 2-3 metre yüksekliğinde dikenli küçük bir ağaç (Mespilus germanica)
  • Bu ağacın olgunlaşıp yumuşadıktan sonra yenilebilen, yuvarlak, mayhoş, buruk ve beş çekirdekli meyvesi, döngel, beşbıyık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • muşmula gibi

Birleşik Kelimeler: muşmula suratlı

SOKUŞMA

[isim]

  • Sokuşmak işi

SORUŞMA

[isim]

  • Soruşmak işi

UYUŞMA

[isim]

  • Uyuşmak (I) işi

[isim]

  • Uzlaşma

    Hayvanlar, bitkiler, böcekler, çocuklar doğa ile uyuşma içindedirler. - Necati Cumalı

OTURUŞMA

[isim]

  • Oturuşmak işi

SOKUŞMAK

[-e]

  • Dar bir yere sokulmak
  • Usulcacık araya girmek

SORUŞMAK

[nesnesiz]

  • Birine sormak

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Kurumak

    Derenin suyu soruştu.

  • Çamaşır kurumaya başlamak