İçinde Uç Bulunan Kelimeler

İçinde UÇ olan 119 kelime bulunuyor. İçerisinde geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Uç kelimesinin anlamı nedir? Uç ile başlayan kelimeler. Uç ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

SONLANDIRILMA26

14 Harfli Kelimeler

AVLAYIVERMEK34, AVLAYABİLMEK29, SONLANDIRMAK24, SLANDIRILMAK24

13 Harfli Kelimeler

AVLAYIVERME33, AVLAYABİLME28, SONLANDIRMA23, SLANDIRILMA23

12 Harfli Kelimeler

SORGLANMAK23, URUMLAŞMAK23, SLANDIRMAK21

11 Harfli Kelimeler

MARPÇULUK25, SONSUZLUK23, SORGLANMA22, URUMLAŞMA22, KULKAHANE20, SLANDIRMA20, İKİBUKLUK19, SONLANMAK18

10 Harfli Kelimeler

PABÇULUK25, AVLANMAK21, NUREŞMİM20, SONLANIŞ20, UKLAŞMAK19, SONLANMA17, SONLAMAK17, KULKALIK16

9 Harfli Kelimeler

AVLAYIŞ25, SORGSUZ24, AVLANMA20, AVLAMAK20, SSUZLUK20, AKSAVAR20, UKLAŞMA18, SONLAMA16, URULMAK16, SLANMAK15, UKLAMAK15, KURUTAN15

8 Harfli Kelimeler

PABSUZ23, SİÇEĞİ23, MARPÇU21, AVLAMA19, PABLUK19, SLAYIŞ19, SONSUZ19, SORGLU19, KUKU18, PULLUK18, UCULUK18, TUTU18, KURSUZ18, KAPİNO17, SLULUK15, URULMA15, KAUKLU14, SLANMA14, SLAMAK14, URTMAK14
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

PABÇU21, PABLU18, ORSUZ17, SÜSTÜ17, UŞMAK16, BUKLU15, KAPİN15, ARDAN13, SLAMA13, URTMA13, URMAK13, UKLUK13, KURLU13, KULKA12, LANMA12

6 Harfli Kelimeler

MEFL17, SORG16, SSUZ16, MARP15, UŞMA15, HART14, KULY13, URUM13, ORLU12, URMA12, KAUK11

5 Harfli Kelimeler

HAV19, PAB15, BOD14, HUR14, PUL14, SUZ14, UCU14, BUK12, KUM11, SON11, SUR11, SLU11, ARI10, KUN10, KUR10, MAK10, MAN10

4 Harfli Kelimeler

AV14, 12, MO10, OR9, LU9, MA9, UK9, UN9, AK8, AR8

3 Harfli Kelimeler

S8

2 Harfli Kelimeler

6

[isim]

  • Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası

    Bu resmin iki gözü bir makasın ucu ile oyulmuştu. - Aka Gündüz

  • Bir şeyin baş veya son noktası
  • Bir şeyin kenarı

    Kırk kişilik bir masanın bir ucunda, üç kişiyiz. - Refik Halit Karay

  • Dış kenar, periferi
  • Bir uzaklığın son noktası

    İstikbal, bu yolun ucundan bir güneş gibi doğuyor. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyin başı, tepesi
  • Kurşun kalemlerde yazmayı sağlayan kömürden yapılan madde

[sıfat]

  • Bir şeye gereğinden çok fazla bağlanan, önem veren, ekstrem

[tarih]

  • Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ucu (herhangi birine) dokunmak
  • ucu bucağı olmamak (veya görünmemek)
  • ucu bucağı yok (veya kayıp)
  • ucunda (bir şey) bulunmak
  • ucundan tutmak
  • ucunu bulmak
  • ucunu kaçırmak
  • ucu ortası belli olmamak
  • uç vermek

Birleşik Kelimeler: uç beyi, uçkurutan, uç uca, uçtan uca, ucu açık, ucu kapalı, ucu ucuna, artı uç, aşırı uç, eksi uç, ileri uç, orta uç, ayakucu, ayak ucu, baş ucu, cirit ucu, göz ucu, ipucu

UÇAK

[isim]

  • Kanatlarının altındaki havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare

Birleşik Kelimeler: uçaksavar, dolmuş uçak, tepkili uçak, avcı uçağı, bombardıman uçağı, deniz uçağı

UÇAR

[sıfat]

  • Uçan, uçucu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uçara atmak

Birleşik Kelimeler: uçar kefal

SUÇ

[isim]

  • Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış

[hukuk]

  • Yasalara aykırı davranış, cürüm

    Casusluk suçundan yakalanıp müebbet hapse mahkûm olmadın mı? - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • suç işlemek
  • suç olmak
  • suçundan geçmek
  • suçunu bağışlamak

Birleşik Kelimeler: suç aleti, suç bilimi, suç duyurusu, suçüstü, suç yükleme, meşhut suç, organize suç, taksirli suç, yüz kızartıcı suç, disiplin suçu, insanlık suçu, tart suçu

ORUÇ (Kelime Kökeni: Farsça rūze)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı'ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre kendini alıkoyma

    Eh, biz her vakit duamızı, orucumuzu eksik etmeyiz, çok şükür! - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Çok sevilen veya istenen şeylerden uzak durma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • orucunda olmak
  • oruç açmak
  • oruç bozmak
  • oruç tutmak
  • oruç yemek

Birleşik Kelimeler: döngel orucu, ölüm orucu

UÇLU

[sıfat]

  • Ucu olan, ucu çıkan

    Bu iki uçlu davanın ise bence bir tek hedefi vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Filtreli (sigara)

UÇMA

[isim]

  • Uçmak işi

UÇUK

[sıfat]

  • Uçmuş, soluk

    Musikimiz, bizim durgun ruhumuzun, sakin düşüncelerimizin, uçuk benzimizin tercümanıdır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Açık (renk)

    Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa

  • Hafif, belirsiz

    Ruhsar Hanım uçuk bir gülümsemeyle kapıya süzüldü gitti, birkaç saat içinde birkaç yıl daha yaşlanıvermiş kadıncağız. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Abartılı, çok yüksek, çok fazla

[mecaz]

  • Deli dolu

Birleşik Kelimeler: uçuk kaçık

[isim]

[tıp]

  • Ateşli hastalıklar, ruhsal bunalımlar veya korku sonucu genellikle dudakta beliren kabarcık

UÇUN

[isim]

  • Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı

UÇARI

[sıfat]

  • Ele avuca sığmaz (kimse)

    Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kendini çeşitli eğlencelere vermiş (kimse), sefih

    Yazar dediğin biraz uçarı, serseri mizaç olmalı değil midir? - Haldun Taner

UÇKUN

[isim]

[halk ağzında]

  • Ateşten fırlayan ve etrafa saçılan kıvılcım

UÇKUR

[isim]

  • Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ

    O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu. - Burhan Felek

[mecaz]

  • Cinsel duygu veya ilişki

    Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye etmiş. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uçkuruna gevşek (veya düşkün) olmak
  • uçkuruna sağlam olmak

UÇMAK

[nesnesiz]

  • Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak

    Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak
  • Sıvı, gaz veya buhar durumuna geçmek
  • Rengi solmak

    Rengi birdenbire uçtu. - Peyami Safa

  • Rüzgâr veya başka bir itici güçle yerinden ayrılıp uzağa gitmek

    Bu gece tahta perde uçmuş.

  • Yüksek yerden düşmek veya yuvarlanmak
  • Belirmek

    Sakalı yeni çıkmış, yüzünde çocukça ifadeler uçuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Patlayıcı madde ile parçalanmak
  • Uçar gibi dalgalanmak

    Elleri trençkotunun cebinde, gözlerini karşı kıyıya dikmiş, saçları savrulurcasına geriye uçuyor. - Attila İlhan

  • Çok hızlı gitmek

    Hele bir asfalta çıkalım görürsünüz bey, derdi. Uçar bu bizim külüstür. - Reşat Nuri Güntekin

  • Hava yolu ile gitmek

    Yarın İstanbul'a uçuyorum.

[mecaz]

  • Yok olmak, ortadan kaybolmak

    Bütün kararları uçmuştu. Yüzünde iradesiz hatlar belirdi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Çok sevinmek

[mecaz]

  • Gerçek hayattan uzaklaşıp düşlere dalmak

[argo]

  • Keyif verici veya uyuşturucu madde aldıktan sonra kendinden geçmek

[şaka yollu]

  • Aşırılmak

    Bizim kitaplar uçmuş.

[din bilgisi]

  • Dinî inanışa göre ruh ölümden sonra göğe yükselmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uçan kuşa borcu olmak
  • uçan kuştan medet ummak
  • uçup gitmek

Birleşik Kelimeler: uçan daire, uçankale, uçan kefal, uçan top, uçuç böceği, uçtuuçtu

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • Cennet

UÇMAN

[isim]

  • Pilot

MUÇO (Kelime Kökeni: İtalyanca mozzo)

[isim]

[halk ağzında]

[denizcilik]

  • Miço