İçinde Uydu Bulunan Kelimeler

İçinde UYDU olan 19 kelime bulunuyor. İçerisinde UYDU geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Uydu kelimesinin anlamı nedir? Uydu ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

UYDULAŞTIRMAK24

12 Harfli Kelimeler

UYDURUKÇULUK24, UYDURMACILIK24, UYDULAŞTIRMA23

11 Harfli Kelimeler

UYDURMASYON22

10 Harfli Kelimeler

UYDULAŞMAK20, UYDURULMAK18

9 Harfli Kelimeler

UYDURUKÇU20, UYDURMACI20, UYDURMACA19, UYDULAŞMA19, BUYDURMAK18, UYDURULMA17

8 Harfli Kelimeler

BUYDURMA17, UYDURMAK15

7 Harfli Kelimeler

UYDULUK14, UYDURMA14, UYDURUK14

4 Harfli Kelimeler

UYDU10

UYDU

[isim]

[gök bilimi]

  • Bir gezegenin çekiminde bulunarak onun çevresinde dolanan daha küçük gezegen, peyk

    Ay, yerin uydusudur.

  • Türlü amaçlarla yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yer çevresinde dolanan araç

[sıfat]

[mecaz]

  • İşlerini ve davranışlarını daha güçlü birinin isteğine uyduran (devlet, kurum, kimse)

Birleşik Kelimeler: uydu kent, yapma uydu

UYDULUK

[isim]

  • Uydu olma durumu, peyklik

UYDURMA

[isim]

  • Uydurmak işi
  • Şişirme haber

[sıfat]

  • Gerçek dışı, uydurulmuş olan, yalan, sahte, asılsız, düzme

    Atatürk'ün Osmanlıcayı Türkçeleştirmek hususundaki güzel arzusunu bugünkü 'uydurma dilcilik' gayretine alet etmişiz. - Burhan Felek

[sıfat]

  • Yeni bir biçim verilmiş

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

UYDURUK

[sıfat]

  • Aslı olmayan, uydurma
  • Derme çatma, işe yaramaz
  • İpe sapa gelmez

    Liseyi zar zor bitirmiş, uyduruk işlerde yıllarca sürünmüştü. - Sulhi Dölek

UYDURMAK

[-e]

[-i]

  • Uymasını sağlamak

    Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu. - Peyami Safa

[-i]

  • Hayal gücünden yararlanarak gerçek dışı bir şey söylemek, yakıştırmak

    Terzinin kendi sözünü yanlış anlamış olduğu hikâyesini uydurmuş olmalıydı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[-i]

[teklifsiz konuşmada]

  • Elde etmek, sağlamak, bulmak

[-i]

[kaba konuşmada]

  • Cinsel birleşmede bulunmak, becermek

UYDURULMA

[isim]

  • Uydurulmak işi

BUYDURMA

[isim]

  • Buydurmak işi

UYDURULMAK

[nesnesiz]

  • Uydurma işi yapılmak

    Bu, üyelik verilebilmesi için uydurulmuş nazik bir sebeptir. - Sait Faik Abasıyanık

BUYDURMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Dondurmak, çok üşütmek

    Diz boyu çamur, ince çadır, yüreği buyduran soğuk, keyfe yetmez. - Ayla Kutlu

UYDURMACA

[sıfat]

  • Düzmece, sahte, yalan yanlış (bilgi, haber)

UYDULAŞMA

[isim]

  • Uydulaşmak durumu

UYDULAŞMAK

[nesnesiz]

  • Uydu durumuna gelmek

UYDURUKÇU

[isim]

  • Bazı şeyleri uydurarak anlatan kimse

UYDURMACI

[sıfat]

  • Palavracı

UYDURMASYON

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

  • 343 uydurma

    Emine ona hiç manası olmayan uydurmasyon bir Çingenece ile takıldı. - Osman Cemal Kaygılı