[zarf]

• Sessiz bir biçimde

  Hadi çekici al da perdeleri sök. Usulca çıkar ki duvarlar bozulmasın. - Memduh Şevket Esendal

• Yavaşça

  Ayfer, Nuran'ın düşürdüğü mendili usulca yerden aldı. - Mahmut Yesari

[isim]

• Marul yetiştiren veya satan kimse

[isim]

• Çul yapan veya satan kimse

• Gerekli gereksiz giyecek alan kimse

[isim]

[bitki bilimi]

• Çöpleme

[isim]

• Pul satan kimse

• Pul derleyen veya derleyenlere pul satan kimse, pul koleksiyoncusu, filatelist

[sıfat]

• Biraz tombul

[isim]

• Pul satma işi

• Pul derleyiciliği veya derleyenlere satma işi, pul koleksiyonculuğu, filateli

[zarf]

• Yavaşça, belli etmeden, usullacık, yavaşçacık

  Başını usulcacık kaldırmak istedi. - Refik Halit Karay

[isim]

• Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan, plaçkacı

  Çapulcuların teklifine boyun eğilmesini asla kabul etmem. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

• Bavul yapan veya satan kimse

[isim]

[müzik]

• Davul çalan kimse

  Davulcunun öncülüğünde kondularda ne kadar çalgı varsa toplandı. - Lâtife Tekin

• Baterist

[sıfat]

• Fodul gibi

[zarf]

• (fodu'lca) Fodula yaraşır bir biçimde

  Fodulca davranmak.

[isim]

• Oğlanlara sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz

[anatomi]

• Döllenmiş yumurtacığın gelişmeye başladığı andan dölüt olmasına kadar geçen süredeki adı, rüşeym, embriyo

[bitki bilimi]

• Bitki tohumlarında bir kökçük ile bir filizcikten oluşan ana bölüm

[isim]

• Çapulcunun yaptığı iş, plaçkacılık

  Birçok geçit yerlerinde eşkıyalık, yol yağmacılığı, çapulculuk türedi. - Aka Gündüz

[sıfat]

[toplum bilimi]

• Çoğulculukla ilgili olan (kimse veya görüş), plüralist

  Çoğulcu görüş.

• Çoğulculuk yanlısı olan, plüralist