[nesnesiz]

• Tortu durumuna gelmek

[nesnesiz]

• Mutlu bir duruma gelmek, mutlanmak

  Savaş biter, Yanık Ömer köye döner / Köylü bütün bayram eder / Yanık Ömer kutlulanır / Nişanlısı mutlulanır - Halk türküsü

[isim]

[hayvan bilimi]

• Omurgalı hayvanlardan, amfibyumlar sınıfının, vücut ve kuyrukları uzun, bacakları zayıf, birçok semender türünü içine alan bir alt takımı, urodel

[isim]

• Bulanabilmek işi

[nesnesiz]

• Kuşku içinde bulunmak, kuşku duymak, şüphelenmek

  Bu sükûttan kuşkulanan Mebrure, yarı beline kadar hastanın üstüne düşerek elini yakaladı. - Peyami Safa

[-i]

• Sulu duruma gelmesini sağlamak

• Su veya başka bir sıvı katıp karıştırarak yoğunluğunu azaltmak

  Yoğurdu sulandırmak. Reçeli sulandırmak. Boyayı sulandırmak.

[mecaz]

• Ciddiyetini, ağırlığını kaybettirmek

[nesnesiz]

• Tutku durumuna gelmek

  Bütün gönüllerde aynı güçle tutkulaşan amaç, Türkiye'nin kurtuluşu, bağımsızlığa kavuşmasıydı. - Tarık Buğra

[nesnesiz]

• Tortu durumuna gelmek

• Sıvının dibinde tortu oluşmak

[nesnesiz]

• Yumru durumuna gelmek, yumru gibi olmak

[isim]

• Burulabilmek işi

[isim]

• Bulaşkan olma durumu

[-i]

• Bulanmasına yol açmak, bulanmasını sağlamak

  Biz bile kendimizi en sadık bir aynada görmek istesek nefesimizin buğusu aynamızı bulandırır. - Abdülhak Şinasi Hisar

[-e]

[mecaz]

• İki veya daha çok şeyi birbirlerinden fark edilmeyecek bir biçimde karıştırmak

  Acaba beyaza bulanmış kalastan mı, şüphesi tekrar zihnini bulandırdı. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]

• Kurgu durumuna gelmek

  Oynanan üç oyunu da tiyatro ögeleri içinde, tiyatro bilgisiyle düşünülmüş, kurgulanmış oyunlardı. - Necati Cumalı

[nesnesiz]

• Sevinçli bir haber verilmek, müjdelenmek

[isim]

• Bulayabilmek işi