[isim]

[anatomi]

• İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka

  Zarfın ucunu tırnağımla yırttım. - Aka Gündüz

• Kanca gibi araçların kıvrık yeri

[denizcilik]

• Gemi demirinin ucundaki yassı parça

• Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar

• Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri

[müzik]

• Kanun çalmakta kullanılan mızrap

• Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski

• Tırnak işareti

Ata Sözleri ve Deyimler

• tırnağına değmemek
• tırnağı olamamak
• tırnak göstermek
• tırnak kadar
• tırnaklarını sökmek
• tırnak sürüştürmek
• tırnak takmak

[sıfat]

• Tırnağı olan

  Kurban edilecek hayvanların iki tırnaklı olması lazımdır. - Burhan Felek

[isim]

• Bir kutunun kapağı üzerinde bulunan ve kapağın tırnakla çekilip açılmasını sağlayan yanlamasına çentik

• Tırnak yeri

• Namlunun üzerinde bulunan kertik

[sıfat]

• Tırnağı andıran, tırnağa benzeyen, tırnak gibi

[isim]

• Tırnaklamak işi

[isim]

• Tırnaklatmak işi

[isim]

• Tırnaklanmak işi

[-i]

• Tırmalamak

• Tırnaklarını geçirerek yolmaya, kazımaya veya çekmeye çalışmak

[isim]

[argo]

• Para bozdurmak için gelerek kasadaki veya tezgâh üzerindeki parayı çalan kimse

[argo]

• Verilmesi gereken bir paranın el çabukluğu ile eksik ödenmesi

[tarih]

• Osmanlı Devleti'nde her perşembe günü padişahın tırnaklarını kesip temizleyen kimse

[nesnesiz]

• Tırnaklama işine konu olmak

[-i]

• Tırnaklama işini yaptırmak

[isim]

• Tırnakçının yaptığı iş