[sıfat]

• İyi nişan alan, attığını vuran (kimse)

[mecaz]

• Yalancı, asılsız şeyler uydurup söyleyen (kimse)

[isim]

• Tartı aletiyle tartan kimse

[isim]

• Alıcıya bir şey satan kimse

  Bütün satıcılar onu tanıdık bir yüzle karşılıyorlardı ve her yerde aşırı bir itibar görüyorduk. - Kemal Bilbaşar

[sıfat]

• Arıtma özelliği olan (şey)

[isim]

• Deterjan

[isim]

• Özleştirici, sadeleştirici kimse

  Arınmış bir dilse çok kez arıtıcıların başarısıdır. - Nermi Uygur

[isim]

• Mantı yapan veya satan kimse

[sıfat]

• Batı kültür ve medeniyetinden yana olan, Garpçı

[isim]

• Atıcı olma durumu

• Bazı ateşli silahlar kullanarak yapılan spor

  Atıcılıkta başarılı bir subay.

[sıfat]

• Tanıtma işini yapan, tanıtan

  Tanıtıcı yayınlar.

[isim]

• Piyasaya yeni çıkarılmış ilaç, kitap vb. şeyleri tanıtan kimse, propagandist

[isim]

• Çatma işini yapan kimse

[isim]

• Çatı işlerini yapan kimse

[sıfat]

• Abartıyı huy edinen (kimse), abartmacı, mübalağacı

[isim]

• Yapıştırmadan önce pulları, zarfları, etiketleri ıslatmaya yarayan araç

[sıfat]

• Yaratma yeteneği olan, kreatif

  Gazi yaratıcı bir enerji kaynağı... - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

• Zekâ, düşünce ve hayal gücünden yararlanarak görülmeyen yeni bir şey ortaya koyan, yapan, kreatif

[isim]

[teknik]

• Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet

[sıfat]

• Beslenmek için başka hayvanları parçalayarak yiyen (hayvan)

[mecaz]

• Kan dökmekten, insan öldürmekten zevk alan (kimse)

[mecaz]

• Tiz, yüksek (ses)

  Bir sabah ev halkı, aşçı Şerife Hanım'ın yırtıcı çığlıklarıyla uyandı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

• İş bitiren, mahir

  Buraların en çalışkan, en becerikli, en yırtıcı ve zengin adamıdır. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]

• Yalıtkan