[isim]

• Tutkallamak işi

[isim]

• Koltuklamak işi

• Yaranmak için birine söylenen övücü söz, kompliman

[nesnesiz]

• Kutulama işi yapılmak

[-i]

• Kanun yoluyla hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatmak, tevkif etmek

[isim]

• Tutarlı olma durumu, insicamlılık

  Ne var ki tıpkı temizlik yapışı gibi bu hareketi de tutarlılıktan yoksundu. - Elif Şafak

[-i]

• Bir tutam almak

[isim]

• Tutuklanmak işi

  Babasının tutuklanmasıyla tayinin geri kalması kaygısı artık var değil. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Tutuklatmak işi

[isim]

• Tortulanmak işi

[nesnesiz]

• Kurutma işi yapılmak veya kurutma işine konu olmak

[-e]

[nesnesiz]

• Oturtma işine konu olmak

  İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

[mimarlık]

• Yapının toprak üstünde kalan, 1 metre kadar yükseklikte, bütün yapı boyunca devam eden, üstüne gelen duvarlardan birkaç santim dışarı çıkıntılı ana temel duvarı

[-e]

[-i]

• Okutma işini yaptırmak

[sıfat]

• Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ancak kulağa hoş gelen, gösterişli

  Yüzlerce garson ve aşçı, adları tumturaklı aşlar pişiriyorlardı. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[hayvan bilimi]

• Gömleklilerden, vücutları torba biçiminde kalın bir gömlekle örtülü olan deniz hayvanları takımı, tulumsular