[sıfat]

• Yıpranmış, hırpalanmış bir biçimde telleri, lifleri meydana çıkmış

[isim]

[hayvan bilimi]

• Bir tür deve olan teke ile iki hörgüçlü erkek devenin geriye melezlenmesiyle elde edilen bir tür deve

[isim]

• Telesimek durumu

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Yorulmak, güçsüz kalmak, yorgunluktan bayılacak duruma gelmek

• Zayıflamak

[isim]

• Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz

• Televizyonda filmleri iletme ve yansıtma işi ile uğraşan bölüm

[isim]

• Telefon cihazının içinde yer alan, arayanların mesajlarını kaydeden araç

  Telesekreterime başım belada diye mesaj bırakmamış mıydı? - Ahmet Ümit

[isim]

[gök bilimi]

• Sonsuzdaki bir nesnenin gerçek görüntüsünü, içbükey bir aynadan yapılmış merceğinin odak düzleminde veren ve gök bilimiyle ilgili gözlemlerde kullanılan optik aygıt, gözlemci, ırakgörür

  Teleskopların kuvveti arttıkça bilinen gök cisimlerinin sayısı ve kâinatın hacmi de genişlemiştir. - Mehmet Kaplan

[isim]

[gök bilimi]

• Sonsuzdaki bir nesnenin gerçek görüntüsünü, içbükey bir aynadan yapılmış merceğinin odak düzleminde veren ve gök bilimiyle ilgili gözlemlerde kullanılan optik aygıt, gözlemci, ırakgörür

  Teleskopların kuvveti arttıkça bilinen gök cisimlerinin sayısı ve kâinatın hacmi de genişlemiştir. - Mehmet Kaplan

[sıfat]

[felsefe]

• Aristotelesçilik yanlısı olan, Aristocu, gezimci, peripatetist

[isim]

• Kayakçıları veya turistleri sürekli hareket hâlindeki bir kabloya asılı oturma yerlerinde taşıyan bir teleferik türü