[isim]

• Tek yataklı otel odası

[müzik]

• Bir sanatçının tek eserinin veya o eserin değişik yorumlarının kaydedildiği kaset, plak vb

[isim]

• Tek, bir olma durumu

[dil bilgisi]

• Kelimelerde bir varlığı veya çekimli fiillerde bir kişiyi bildiren biçim, tekil, müfret, çoğul, çokluk karşıtı: öğrenci-y-im, ev-i-m, gel-di-m vb

[argo]

• Lira

  Seni satmam çocuğum / Dört yüz bin tekliğe - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Etek

  O irmik kokulu neftî bluzuyla vanilya kokulu gri etekliğini giyerdi. - Sait Faik Abasıyanık

• Bir şeyin aşağıya doğru uzanan yüzü

  Davlumbazın etekliği.

[sıfat]

• Etek yapmaya elverişli (kumaş)

[sıfat]

• Bir şeye karşı isteği olan

  Neden olmasın, çok istekli bir çocuk. Üstelik genç ve dinamik. - Ahmet Ümit

[sıfat]

• Desteği olan

• Desteklenmiş, destek konulmuş

[isim]

• Yapması için birinden bir iş isteme

• İncelenmek veya kabul edilmek için bir şey sunma, önerme, öneri

  Böyle bir teklifi kabul edeceğini sanmıyorum. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

• teklif etmek

[isim]

• Peltek olma durumu, peltek konuşma

[sıfat]

[ticaret]

• Tutulu

[sıfat]

• Kendisiyle samimi, içli dışlı olunmayan, resmî

  Bu dolabın içinde, teklifli misafirlere mahsus lavanta çiçeği kokan, yumuşak tüylü Bursa havluları dururdu. - Haldun Taner

[sıfat]

• Kösteği olan

  Köstekli saatini çıkarıp bakan ırgatbaşı, işçileri yirmi beş dakika fazla çalıştırmış olduğunu gördü. - Haldun Taner

• Ayağına köstek vurulmuş olan

[sıfat]

• Samimi, içli dışlı, sıkı fıkı

  Bunlardan başka bazı teklifsiz aile dostları da var. - Reşat Nuri Güntekin

[zarf]

• Samimi, içli dışlı, sıkı fıkı bir biçimde

[isim]

• Teklifsiz olma durumu

• Teklifsizce davranış

  Bütün bu dostlukların, bu teklifsizliklerin içinde bir buz duvarı vardı ki aşılmıyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[zarf]

• Teklifsiz bir biçimde, içten olarak

  Vaktiyle teklifsizce dertleşirdik. - Attila İlhan