İçinde Tar Bulunan 6 Harfli Kelimeler

İçerisinde TAR olan 6 harfli 38 kelime bulunuyor. İçinde TAR olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tar ile başlayan 6 harfli kelimeler. tar ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MUHTAR12, TARİFE12, HILTAR11, TARHUN11, BAYTAR10, ÇULTAR10, HEKTAR10, LEHTAR10, TARÇIN10, TARİHİ10, TARPAN10, TARTIŞ10, ÇİTARİ9, DESTAR9, TARAÇA9, TARSUS9, MASTAR8, OTAR8, OTARMA8, SIRTAR8, TARABA8, TARTIM8, KASTAR7, MİKTAR7, MANTAR7, MATARA7, TARAMA7, TARALI7, TARSİN7, TATARI7, TARTMA7, TARTIL7, UTARİT7, ENTARİ6, KANTAR6, NEKTAR6, TARTAR6, TARAWA5

ENTARİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿanterī)

[isim]

  • Genellikle tek parçalı kadın giyeceği

    Önünden düğmeli bir entari, şimdi gibi gözlerimin önünde. - Zeyyat Selimoğlu

Birleşik Kelimeler: gecelik entari

KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)

[isim]

  • Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
  • Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı
  • Baskül

[eskimiş]

  • 56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi

    İki kantar kireç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantara çekmek (veya vurmak)
  • kantarın topunu kaçırmak

Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı

NEKTAR (Kelime Kökeni: Fransızca nectar)

[isim]

  • Meyvenin özü
  • Yunan mitolojisinde, içenleri ölümsüzlüğe kavuşturan tanrı içkisi

[bitki bilimi]

  • Bal özü

TARTAR (Kelime Kökeni: Fransızca tartare)

[isim]

  • Suda eriyen, alkol ve eterde erimeyen, asit tadında beyaz bir tuz
  • Şarap tortusu

[anatomi]

  • Diş taşı

KASTAR

[isim]

[halk ağzında]

  • Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi

MİKTAR (Kelime Kökeni: Arapça miḳdār)

[isim]

  • Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğalabilen durumu, nicelik
  • Ölçü

    Yapılan yardımın miktarı artırıldı.

Birleşik Kelimeler: eser miktarda, teşehhüt miktarı

MANTAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel canlıların genel adı (Fungi)

    Sen domalan bilir misin? Patates gibi bir şeydir, mantar gibi lezzetlidir. - Nezihe Meriç

  • Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi, cankurtaran yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, su geçirmeyen, meşe ağacı tabakası

    İpek çorap ve altı mantar iskarpin giymeyen kadınlar âdeta sınıf dışı ve eski biçim insanlardır. - Halide Edip Adıvar

  • Bu tabakadan yapılan şişe tapası
  • Kaldırıma araçların park edilmesini engellemek amacıyla zemine gömülmüş mantar biçiminde beton yükselti
  • Çocukların özel tabanca ile patlattıkları barutlu madde
  • Balık ağlarını su yüzünde tutmaya veya olta sarmaya yarayan mantar parçası
  • Hayvanların burun ucu

[argo]

  • Uydurma söz, yalan

[tıp]

  • Mantar hastalığı

[tıp]

  • Mantar hastalığına neden olan mikroskobik canlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mantara basmak
  • mantar atmak
  • mantar gibi (yerden) bitmek
  • mantar gibi üremek

Birleşik Kelimeler: mantar ağacı, mantar bilimi, mantar çorbası, mantardoğuran, mantarhane, mantar hastalığı, mantar kaya, mantar kent, mantar meşesi, mantar özü, mantar tabakası, mantar tabancası, akmantar, kök mantar, ağaç mantarı, biftek mantarı, çayır mantarı, çörek mantarı, horoz mantarı, kav mantarı, keçi mantarı, koyun mantarı, kurt mantarı, kuzu mantarı, kültür mantarı, pas mantarı, sığır mantarı, sinek mantarı, taş mantarı, yer mantarı

MATARA (Kelime Kökeni: Arapça miṭhare)

[isim]

  • Yolculukta ve askerlikte kullanılan, boyna veya bele asılı olarak taşınan, genellikle aba, deri veya metalden yapılmış su kabı

    Çatlağın ilerisindeki kaynaktan da mataralara su doldurulmuş. - Aka Gündüz

TARAMA

[isim]

  • Taramak işi
  • Balık yumurtası ile yapılan bir meze türü

    Tuzlu bademler, fıstıklar, fındıklar, kızarmış sucuklar, küçük börekler, tarama gibi şeylerden çimleniyorum. - Burhan Felek

[sıfat]

  • Gölgeleri yol yol ve çizgi çizgi olan (resim, harita)

Birleşik Kelimeler: arama tarama, mayın arama tarama gemisi, arazi taraması, sağlık taraması

TARALI

[sıfat]

  • Taranmış

TARSİN (Kelime Kökeni: Arapça tarṣīn)

[isim]

[eskimiş]

  • Sağlamlaştırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarsin etmek

TATARI

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Tam pişmemiş

TARTMA

[isim]

  • Tartmak işi

[spor]

  • Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme

[isim]

  • Başörtüsü, yemeni

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tartma tartmak

TARTIL

[sıfat]

[kimya]

  • Tartıya dayanan

    Tartıl çözümleme.

UTARİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿuṭārid)

[isim]

[gök bilimi]

  • Merkür