İçinde T Bulunan 4 Harfli Kelimeler

İçerisinde T olan 4 harfli 360 kelime bulunuyor. İçinde T olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "T ile başlayan 4 harfli kelimeler. t ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖĞÜT19, TR16, FEVT16, HÖST15, ÖTÜŞ15, ÖZÜT15, JEST14, OJİT14, STAJ14, ÇİFT13, JANT13, MÜFT13, ÖZET13, ŞAFT13, UĞUT13, VECT13, ZİFT13, ZÜHT13, AĞIT12, DÖRT12, ETÜV12, FLÜT12, FOTO12, HOŞT12, TÜ12, OT12, ÖRTÜ12, PUŞT12, PIŞT12, TOFU12, TAYF12, ATIF11, FONT11, FUTA11, FOTA11, FIRT11, HİŞT11, MEVT11, ÖTME11, PİŞT11, TİFO11, VETO11, VOLT11, ZAPT11, CHAT11, CEHT11, AFAT10, AFET10, BAHT10, EVET10, FLİT10, FERT10, FENT10, İTFA10, İFTA10, LİFT10, TR10, NEFT10, ÖTRE10, ÖLET10, POST10, SPOT10, STOP10, TOPU10, TEYP10, TÖRE10, TEFE10, TAVA10, VAAT10, VİRT10, BÜST9, GATO9, GIRT9, HIRT9, HAMT9, OTÇU9, OTUZ9, PİST9, POTA9, PUNT9, PEST9, RÜŞT9, STEP9, TOHT9, TİPO9, TIPA9, TÜZE9, TÜYO9, TURP9, TRUP9, TAPI9, TAPU9, UTÇU9, AŞIT8, AZOT8, ATÇI8, ATEH8, AT8, AÇIT8, AHİT8, BUUT8, BRÜT8, ÇITA8, ÇATI8, DOST8, DÜET8, ETAP8, GETR8, HATA8, HALT8, HART8, İTAP8, PAKT8, PATA8, PATİ8, PERT8, RAHT8, ŞİST8, ŞORT8, ŞATO8, TİPİ8, TRAP8, TÜLÜ8, TUNÇ8, TEPİ8, TAPA8, TAHT8, TAPİ8, TARH8, TEPE8, TEHİ8, TAZI8, CIRT8, AYIT7, AZAT7, AZİT7, AT7, AT7, BUAT7, BATI7, ÇİTA7, ÇİTİ7, ÇETE7, EŞİT7, ETÇİ7, İYOT7, İTÇE7, İŞTE7, İTİŞ7, İÇİT7, İCAT7, MÜRT7, NEZT7, OTSU7, SÜET7, SÜİT7, ŞİLT7, ŞİTA7, ŞART7, TT7, TUBA7, TABU7, TAZE7, TARZ7, UMUT7, ÜTME7, ÜSTE7, ÜMİT7, YONT7, YURT7, YATI7, ZATİ7, ZAİT7, CİLT7, CART7, ABAT6, AMUT6, AYET6, ATIM6, ATOM6, ADET6, BRİT6, BANT6, BATİ6, BİAT6, BETİ6, BETA6, BENT6, DATA6, DART6, DERT6, EBAT6, ETÜT6, EDAT6, EBET6, ITIR6, İSOT6, KUTU6, KUUT6, KÜLT6, KÜRT6, MUTİ6, MUTA6, MURT6, MUİT6, MONT6, MEST6, OTLU6, OLTU6, SOTE6, STOK6, STOR6, SATI6, SIRT6, SEMT6, TOST6, TOTO6, TINI6, TÜRK6, TÜRE6, TUTU6, TULU6, TRÜK6, TAMU6, TABL6, TABİ6, TABA6, TAYT6, TAYA6, USTA6, UTLU6, UTMA6, UTKU6, ÜRAT6, YETİ6, ARTI5, ASİT5, ANIT5, ANOT5, ANUT5, AORT5, ATIK5, ATIL5, ATLI5, ATMA5, ATOL5, ATKI5, ALTI5, ALTO5, AKUT5, AMİT5, ETOL5, ETME5, EMET5, IT5, İTME5, KORT5, KOTA5, KONT5, KURT5, KUNT5, KİST5, KAST5, KITA5, KATI5, LORT5, LOTA5, LUTİ5, LUTR5, MİAT5, META5, MALT5, MART5, MERT5, NOTA5, NATO5, ORTA5, OTEL5, ONAT5, OLTA5, ROTA5, RAST5, REST5, SAAT5, TE5, STAR5, STAT5, STEN5, STER5, STİL5, SALT5, SERT5, SENT5, TAAM5, TOKA5, TEST5, TRAS5, TURA5, TROL5, TROK5, TRİO5, TERS5, TORK5, TANI5, TAKI5, TEMA5, TAUN5, TASA5, TIRT5, ATAK4, ATEL4, ATİK4, ALET4, AKİT4, ERTE4, ERAT4, ETEN4, ETER4, ETİK4, ETİL4, ET4, ET4, ETEK4, ELTİ4, EKTİ4, ELİT4, İRAT4, İNTİ4, İNAT4, İT4, İKTA4, KANT4, KART4, KATİ4, KETE4, KENT4, LATA4, LİET4, TE4, NAAT4, RİNT4, RANT4, RATE4, TİTR4, TİRE4, TİKE4, TREN4, TERK4, TANK4, TANE4, TALK4, TALİ4, TAKT4, TAKA4, TAAT4, TELA4, TEKE4, TEİN4, TART4, TERE4

ATAK

[sıfat]

  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çevik, hareketli

[halk ağzında]

  • Geveze

[isim]

[tıp]

  • Aniden başlayan hastalık nöbeti

[isim]

  • Atılım
  • Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın

[spor]

  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak

ATEL (Kelime Kökeni: Fransızca attelle)

[isim]

  • Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek

ATİK

[sıfat]

  • Çabuk davranan, çevik

Birleşik Kelimeler: atik tetik

[sıfat]

[eskimiş]

  • Eski, eski zamanla ilgili

Birleşik Kelimeler: Ahd-i Atik

ALET (Kelime Kökeni: Arapça ālet)

[isim]

  • Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
  • Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç

[teknik]

  • Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri

[mecaz]

  • Maşa

    Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alet etmek
  • alet işler, el övünür
  • alet olmak

Birleşik Kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti

ÂKİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳid)

[sıfat]

  • Bağıtçı

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Sözleşme
  • Nikâh

Birleşik Kelimeler: akit vaadi, akdetmek, evlilik akdi, hizmet akdi, iş akdi

ERAT (Kelime Kökeni: Türkçe er + at)

[isim]

[askerlik]

  • Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
  • Erler

ETEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Etene
  • Yemişlerin yenilen bölümü

ETER (Kelime Kökeni: Fransızca éther)

[isim]

[kimya]

  • Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
  • Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
  • Bir tür organik yağ çözücü

ETİK (Kelime Kökeni: Fransızca éthique)

[isim]

  • Töre bilimi
  • Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü
  • Etik bilimi

[sıfat]

  • Ahlaki, ahlakla ilgili

Birleşik Kelimeler: etik bilimi

ETİL (Kelime Kökeni: Fransızca éthyle)

[isim]

[kimya]

  • Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu

    Etil klorür.

Birleşik Kelimeler: etil alkol

ETKİ

[isim]

  • Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir

    Yaşadıklarını yazmanın böylesine bir etki yapabileceğinden hiç haberim yoktu. - Ayla Kutlu

  • Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım

    Tokadın etkisi kötü oldu.

[mecaz]

  • Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim

    Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etki bırakmak
  • etki etmek
  • etkisini göstermek

Birleşik Kelimeler: bozucu etki, kılcal etki, yan etki

ETLİ

[sıfat]

  • İçinde et bulunan
  • Eti çok olan

    Etli koyun.

  • Dolgun, kalın

    Aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yenecek kısmı çok olan (meyve)

    Etli, lezzetli bir zeytin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etliye sütlüye karışmamak

Birleşik Kelimeler: etli bitki, etli butlu, etli canlı, etli ekmek, etli meyve, etli pide

ETEK

[isim]

  • Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik

    Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Giysinin belden aşağıda kalan bölümü
  • Giysinin alt kenarı

    Vedia'nın eteklerinden gözlerini ayırmayarak onu takip ediyordu. - Peyami Safa

  • Çadır, kanepe örtüsü gibi kumaştan olan şeylerin yere sarkan bölümü
  • Dağ, tepe, yığın vb. yamaçlı şeylerin alt bölümü

    Dağın eteklerine küme küme serpilen kerpiç evleri gördü. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • Yağmur sularının, çatının bazı yerlerinden içeri sızmasını önlemek için yapılan saç örtü

    Baca eteği. Boru eteği.

[argo]

  • Edep yeri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eteğe varmak
  • eteği ayağına dolaşmak
  • eteği kirlenmek
  • eteğindeki taşı dökmek
  • eteğinde namaz kılınmak
  • eteğinden ayrılmamak
  • eteğinden el çekmek
  • eteğine düşmek (veya sarılmak)
  • eteğine yapışmak (veya sığınmak)
  • eteğini başına atmak (veya sarmak)
  • eteğini çekmek
  • eteğini toplamak
  • eteğini tutmak
  • eteğiyle mum söndürmek
  • etek açmak
  • eteklerini indirmek
  • eteklerini toplamak
  • etekleri tutuşmak
  • etekleri uzamak
  • etekleri zil (veya ıslık veya çalpara) çalmak
  • etek öpmek
  • etek silkmek
  • etek takmak (veya giymek)

Birleşik Kelimeler: etek bağı, etek belde, etek bezi, etek dolusu, etek etek, etek kiri, etek pisliği, etekserpen, etek taşı, eteği arı, eteği belinde, eteği düşük, eteği temiz, eteğine eğri, eteğine pis, eksik etek, iç etek, maksi etek, midi etek, mini etek, uzun etek, üç etek, çatı eteği, dağ eteği, damak eteği, pencere eteği

ELTİ

[isim]

  • Kadına göre kocasının erkek kardeşlerinin eşlerinden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar
  • elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz

Birleşik Kelimeler: eltieltiyeküstü

EKTİ

[sıfat]

  • Her yiyeceği canı çeken
  • Asalak
  • Cimri

[isim]

  • Anası ve babası olmayan veya atılmış, bırakılmış çocuk

[halk ağzında]

  • Arsız, yüzsüz, görgüsüz

[halk ağzında]

  • Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan veya elle beslenen (kuzu)

    Ayol ihtiyarsan ne diye kızın arkasından ekti kuzu gibi dolaşıyorsun? - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: ekti püktü