İçinde Sır Bulunan Kelimeler
İçinde SIR olan 173 kelime bulunuyor. İçerisinde SIR geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sır kelimesinin anlamı nedir? Sır ile başlayan kelimeler. Sır ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
MUASIRLAŞTIRMAK24,
14 Harfli Kelimeler
MUASIRLAŞTIRMA23, KISIRLAŞTIRMAK22
13 Harfli Kelimeler
PISIRIKLAŞMAK25, ISIRGANGİLLER24, KISIRLAŞTIRMA21, SIRADANLAŞMAK21, SIRTLANGİLLER19, AKSIRTABİLMEK18
12 Harfli Kelimeler
PISIRIKLAŞMA24, AKSIRIVERMEK22, SIRMAKEŞHANE22, SIRACAGİLLER21, MUASIRLAŞMAK20, SIRADANLAŞMA20, SIRNAŞTIRMAK19, AKSIRABİLMEK17, AKSIRTABİLME17
11 Harfli Kelimeler
BAŞMUBASSIR23, AKSIRIVERME21, KISIRGANMAK19, MUASIRLAŞMA19, HASIRLANMAK18, KISIRLAŞMAK18, SIRNAŞTIRMA18, SIRNAŞIKLIK18, NASIRLAŞMAK17, SIRILSIKLAM17, AKSIRABİLME16, SIRITKANLIK15, NASIRLANMAK14
10 Harfli Kelimeler
HASIRCILIK21, BIÇAKSIRTI19, MÜNHASIRAN19,
9 Harfli Kelimeler
PISIRIKÇA20, SIRALAYIŞ17, SIRDAŞLIK17, AKSIRTICI16, HASIRALTI16, HASIRLAMA16, SIRTÇILIK16, EŞEKSIRTI15, ISIRIMLIK15, SIRASINDA15, SIRALANIŞ15, SIRASIYLA15, SIRNAŞMAK15, ASIRLARCA14, ISIRILMAK14, MUASIRLIK14, SIRSIKLAM14, AKSIRIKLI13, SIRIKLAMA13, SIRROLMAK13
Tümünü Gör
8 Harfli Kelimeler
SIRDAŞÇA18, MÜNHASIR17, SIRNAŞIŞ17, KISIRGAN15, MUBASSIR15,
Tümünü Gör
7 Harfli Kelimeler
SIRADAĞ18, FISIRTI17, HASIRCI17, ISIRICI15, ISIRGIN15, MUHASIR15, MISIRCI15, PISIRIK15, HASIRLI14, ISIRGAN14, SIRPLIK14, SIRITIŞ14, SIRASIZ14, SIRIKÇI14, AKSIRIŞ13, KASIRGA13, MISIRLI12, SIRALAÇ12, BALSIRA11, ISIRTMA11
Tümünü Gör
6 Harfli Kelimeler
SIRPÇA15, SIRSIZ13, SIRDAŞ13, SIRTÇI12, SIRACI12, SIRACA11, ISIRMA10, ISIRIK10, MUASIR10, SIRIMA10, SIRALI9, ANASIR8, SIRTAR8
5 Harfli Kelimeler
HASIR11, SIRÇA10, MISIR9, MUSIR9, SIRIM9, KISIR8, SIRMA8, SIRLI8, SIRIK8, KASIR7, NASIR7, SIRAT7
4 Harfli Kelimeler
SIRF12, SIRP10, ASIR6, SIRT6, SIRA6
3 Harfli Kelimeler
SIR5
SIR
-
Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
Küpün sırı dökülmüş.
- Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka
- Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey
-
Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem
Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten - Turan Oflazoğlu
- Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
- Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem
Ata Sözleri ve Deyimler
- sırra ermek
- sırra kadem basmak
- sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna
- sır tutmak (veya saklamak)
- sır vermek (veya sızdırmak)
Birleşik Kelimeler: sır kâtibi, sır küpü, sırretmek, sırrolmak, Bektaşi sırrı, devlet sırrı
ASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣr)
-
Yüzyıl
Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- Çağ
Birleşik Kelimeler: asrısaadet, saadet asrı
SIRT
-
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm
Arabacı katırın sırtına binmiş. - Falih Rıfkı Atay
- İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı
-
Kesici araçların kesmeyen kenarı
Bıçağın sırtı.
-
Dağların veya tepelerin üst bölümü
Beşiktaş sırtları pırıl pırıl, aradaki boğaz parçası masmaviydi. - Orhan Veli Kanık
-
İnsanın üstü
Sırtında hep aynı kahverengi elbise bulunduğuna göre fazla bir kazanç da sağlamıyordu. - Cahit Külebi
- Bir şeyin üstü, üst bölümü
- Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm
Ata Sözleri ve Deyimler
- sırt (veya sırtını) çevirmek
- sırtı kaşınmak
- sırtına almak
- sırtına geçirmek
- sırtından (para) kazanmak
- sırtından atmak
- sırtından bıçaklamak
- sırtından çıkarmak
- sırtından geçinmek
- sırtında yumurta küfesi olmamak
- sırtını dayamak (veya vermek)
- sırtını dönmek
- sırtını sıvazlamak
- sırtını yere getirmek
- sırtı yere gelmek
- sırtı yere gelmemek
Birleşik Kelimeler: sırt sırta, sırtüstü, sırtıkara, sırtı pek, sırtı sıra, sırtı yufka, sallasırt, balıksırtı, bıçaksırtı, bıçak sırtı, dalga sırtı, eşeksırtı, evi sırtında
SIRA
-
Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi
Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bu biçimdeki topluluğun durumu
Sırayı bozmayın.
-
Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu
Boy sırası. Yaş sırası.
-
Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman
Bu sırada yan odadan sesler gelmeye başlamıştı. - İhsan Oktay Anar
-
Nöbet
Dalış sırası gene gelinceye dek o koca süngerden başka bir konudan söz etmedi. - Halikarnas Balıkçısı
-
Tahtadan oturak
Oturacak yerler tahta sıralardan olur. - Salâh Birsel
- Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılan mobilya
-
Düzen
Sıraya girmek. Sıraya dizilmek.
-
Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve `ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde` anlamlarında kullanılan bir söz
Ardı sıra gelmek. Arkası sıra koşmak. Önü sıra gitmek. Yanı sıra yürümek.
Ata Sözleri ve Deyimler
- sıra (veya sırasını) savmak
- sıra olmak
- sırası düşmek
- sırası gelmek
- sırası gelmişken
- sırasına getirmek
- sırasına göre
- sırasını kaybetmek
- sıraya dizmek
- sıraya koymak
Birleşik Kelimeler: sıradağ, sıra dayağı, sıra dışı, sıra gecesi, sıra işi, sıra makinesi, sıra malı, sıra saygı, sıra sayı sıfatı, aklı sıra, ara sıra, ardı sıra, arkası sıra, bir sıra, keyfi sıra, önü sıra, peşi sıra, sırtı sıra, yanı sıra, o sırada, abece sırası, alfabe sırası, aşama sırası, söz sırası, tam sırası
KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)
-
Köşk
Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit
NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)
-
En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri
Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- nasır bağlamak (veya tutmak)
- nasırına basmak
Birleşik Kelimeler: nasır yakısı
SIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣirāṭ)
- Sırat köprüsü
- Yol
Birleşik Kelimeler: sırat köprüsü
ANASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿanāṣir)
- Ögeler
SIRTAR
- Kelergillerden bir tür balık
KISIR
- Üreme imkânı olmayan, döl vermeyen (insan ve hayvan)
-
Ürün vermeyen (toprak)
Kısır toprak.
-
Verimsiz, yararsız, sonuçsuz
Kısır çalışma. Kısır tartışma.
- İçinde hiçbir üreme olayı geçmeyen (canlı hücre, çekirdek vb.), steril
Birleşik Kelimeler: kısır döngü
- Haşlanmış bulgur, taze soğan, maydanoz ve baharatla yapılan bir yemek türü
SIRMA
-
Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel
Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay
-
Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan
Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel
- Rütbe gösteren şerit
Birleşik Kelimeler: sırma saç
SIRLI
-
Sır sürülmüş, sırı olan
Toprak olanları dahi pek zevkle yapılmış olup ekserisi cam gibi sırlıdır. - Falih Rıfkı Atay
- Sırrı olan
SIRIK
-
Değnekten uzun ve kalınca ağaç
Hızlandıkça sırığın gıcırtısı artıyordu. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- sırık gibi
Birleşik Kelimeler: sırık domatesi, sırık fasulyesi, sırık hamalı, sırıkla atlama, sırıkla yüksek atlama, hamal sırığı
SIRALI
-
Sıralanmış, düzenlenmiş, dizili
İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı. - Cahit Uçuk
-
Yere, zamana, konuya, yönteme uygun olan
Sıralı konuşma.
Birleşik Kelimeler: sıralı cümle, sıralı ikili, sıralı oluş, sıralı sırasız, sıralı tümce, sıralı üçlü bahis
MISIR (Kelime Kökeni: Arapça miṣr)
- Buğdaygillerden, gövdesi boğumlu ve kalın, yaprakları şerit biçiminde, boyu yaklaşık 2 metre olabilen, erkek çiçekleri tepede salkım durumunda, dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi (Zea mays)
- Bu bitkinin koçan üzerindeki taneli ürünü
- Bu ürünün taneleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- mısır patlatmak
Birleşik Kelimeler: mısır ekmeği, mısır kalburu, mısır özü, mısır püskülü, mısırtavuğu, mısır unu, mısır yağı, süt mısır, cin mısırı
- `Duymayan kalmadı` anlamındaki Mısır'daki sağır sultan bile duydu atasözünde geçen bir söz