[isim]

• Kılık kıyafet

  Lakin bir türlü ahaliye mahsus kisveyi üzerinden atamamış. - Refik Halit Karay

• Hacıların Kâbe'de giydikleri beyaz üstlük

Ata Sözleri ve Deyimler

• ... kisvesi altında
• kisveye bürünmek

[isim]

[eskimiş]

• Sıkıntı, iç sıkıntısı

  Doğrusu çok alın teri döktük amma değerdi / Neşe veren kasvetimiz yorgunluğu giderdi - Enis Behiç Koryürek

Ata Sözleri ve Deyimler

• kasvet basmak (veya çökmek)
• kasvet vermek

[sıfat]

• Sıkıntılı

  Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

• İsveç halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

[sıfat]

• Sıkıntısız, iç sıkmayan

  Mermer tezgâhlara vurdukları zamanki kasvetsiz hâllerini burada kaybeder, burada şairleşirler. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• İsveç dili

[sıfat]

• Bu dille yazılmış olan

[isim]

• Kuruntu

  Etrafı su olduğu için acaba kökünü bırakıp yüzüverir mi diye içime bir vesvese girer. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

• vesveseye düşmek

[isim]

• Yazı taslağı, karalama

  Sende başka âşıkane müsvedde varsa bana ver. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

• Bir şeyin kötü benzeri

  Anne değil ki anne müsveddesi.

[isim]

• Kasvetsiz olma durumu

[sıfat]

• Kuruntulu

  Vesveseli ve daima uyanık olan zekâsı böyle bir gaflete düşmesine asla müsait değildir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]

• Müsvedde yapmaya elverişli

  Müsveddelik kâğıt.