İçinde Seb Bulunan Kelimeler
İçinde SEB olan 40 kelime bulunuyor. İçerisinde SEB geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Seb ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
MÜNASEBETSİZLİK25
13 Harfli Kelimeler
MUHASEBECİLİK25, MÜNASEBETİYLE21
12 Harfli Kelimeler
FİSEBİLİLLAH25, MÜNASEBETSİZ22
11 Harfli Kelimeler
SEBATSIZLIK20, BİLMÜNASEBE19, SEBEPLENMEK19, MÜNASEBETLİ17
10 Harfli Kelimeler
SEBEPSİZCE24, MUHASEBECİ22, SEBZECİLİK19, SEBKİHİNDİ19, SEBEPLENME18, MÜKTESEBAT16
9 Harfli Kelimeler
BİLASEBEP18, HASEBİYLE18, MUHASEBAT18, SEBİLHANE16, SEBEBİYLE16, SEBEBİYET16, MÜNASEBAT15, MÜNASEBET15
8 Harfli Kelimeler
MÜSEBBİP20, SEBZEVAT20, SEBAYÜDÜ19, SEBEPSİZ19, MUHASEBE17, SEBATSIZ16, SEBZELİK14, SEBATKAR11
7 Harfli Kelimeler
SEBZECİ16, SEBEPLİ14,
5 Harfli Kelimeler
SEBEP12, SEBZE11, SEBAT8, SEBEN8, SEBİL8
SEBAT (Kelime Kökeni: Arapça s̱ebāt)
- Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme
Ata Sözleri ve Deyimler
- sebat etmek (veya göstermek)
SEBEN
- Bolu iline bağlı ilçelerden biri
SEBİL (Kelime Kökeni: Arapça sebīl)
- Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu
- Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı, sebilhane
- Meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma
Ata Sözleri ve Deyimler
- sebil etmek
Birleşik Kelimeler: sebilhane
SEBATKÂR (Kelime Kökeni: Arapça s̱ebāt + Farsça -kār)
- Sebatlı
SEBATLI
- Bir işi yılmadan sonuna kadar götüren, direşken, sebatkâr
SEBZE (Kelime Kökeni: Farsça sebze)
- Genellikle pişirilerek yenen bitkiler veya bunların taneleri, göveri, göverti, sebzevat, zerzevat
Birleşik Kelimeler: sebze çorbası, sebze meyve toptancısı, donmuş sebze, kuru sebze, yaş sebze
SEBEP (Kelime Kökeni: Arapça sebeb)
-
Bir şeyin olmasına veya belli bir hâlde bulunmasına yol açan şey
Her medeniyet çöküş sebeplerini kendi içinde taşır. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- sebep olan sebepsiz kalsın
- sebep olmak
Birleşik Kelimeler: sebep bilimi, ağırlaştırıcı sebep, hafifletici sebep, mucip sebep, mücbir sebep, sudan sebep, savaş sebebi, varlık sebebi
SEBİLCİ
- Sokaklarda dolaşarak sebil dağıtan kimse
- Sebilde su dağıtmakla görevli kimse
SEBZELİK
- Sebze bahçesi
- Buzdolaplarında sebze konulan yer
SEBEPLİ
- Sebebi olan
Birleşik Kelimeler: sebepli sebepsiz
MÜNASEBAT (Kelime Kökeni: Arapça munāsebāt)
- İlgiler, ilişkiler
MÜNASEBET (Kelime Kökeni: Arapça munāsebet)
-
İlişik, ilişki, ilinti
İzmir'den, ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım. - Atatürk
-
İki şey arasındaki uygunluk
Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır. - Sait Faik Abasıyanık
- Sebep, vesile, gerekçe, neden
Ata Sözleri ve Deyimler
- münasebet almak
- münasebet düşmek
- münasebete girmek
- münasebeti düşmek
- münasebetini getirmek
- münasebet kurmak
- münasebette bulunmak
MÜKTESEBAT (Kelime Kökeni: Arapça muktesebāt)
- Edinilen, kazanılan bilgiler
SEBİLHANE (Kelime Kökeni: Arapça sebīl + Farsça ḫāne)
- Sebil
Ata Sözleri ve Deyimler
- sebilhane bardağı gibi
SEBEBİYLE
-
Nedeniyle
Hırçınlığı sebebiyle hiçbir yerde tutunamıyor.