İçinde Sağ Bulunan Kelimeler

İçinde SAĞ olan 77 kelime bulunuyor. İçerisinde SAĞ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sağ kelimesinin anlamı nedir? Sağ ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

SAĞLAMLAŞTIRMAK29

14 Harfli Kelimeler

SAĞLAMLAŞTIRMA28

13 Harfli Kelimeler

SAĞGÖRÜSÜZLÜK41

12 Harfli Kelimeler

SAĞLAYICILIK28, SAĞLIKSIZLIK27, SAĞLAMLAŞMAK25

11 Harfli Kelimeler

SAĞLIĞINIZA32, ELEĞİMSAĞMA28, SAĞLAMCILIK25, SAĞIRLAŞMAK24, SAĞLAMLAŞMA24, SAĞLAMLAMAK21

10 Harfli Kelimeler

SAĞGÖRÜSÜZ36, BAŞSAĞLIĞI32, SAĞLIĞINDA29, SAĞTÖRESEL25, SAPASAĞLAM24, SAĞIRLAŞMA23, SAĞLICAKLA22, SAĞLAMLAMA20

9 Harfli Kelimeler

SAĞGÖRÜLÜ31, SAĞBEĞENİ26, SAĞDUYULU24, SAĞDIÇLIK24, SAĞLAYICI24, SAĞLIKEVİ24, SAĞLIKSIZ23, SAĞALTICI22, SAĞDIRMAK21, KEÇİSAĞAN20, SAĞLAMLIK19, SAĞLIKSAL19, SAĞALTMAK18, SAĞLANMAK18

8 Harfli Kelimeler

SAĞCILIK21, SAĞLAMCI21, SAĞDIRMA20, SAĞLAMCA20, SAĞLANIŞ20, SAĞIMLIK19, SAĞALTIM18, SAĞILMAK18, SAĞIRLIK18, SAĞİSTEM18, SAĞLIKLI18, SAĞALMAK17, SAĞALTMA17, SAĞLAMAK17, SAĞLANMA17, SAKSAĞAN17, SAĞANLAR16

7 Harfli Kelimeler

SAĞGÖRÜ27, VARSAĞI22, SAĞDUYU21, SAĞTÖRE21, SAĞILIŞ20, SAĞIMLI18, SAĞILMA17, SAĞALMA16, SAĞLAMA16, SAĞANAK15

6 Harfli Kelimeler

SAĞYAĞ23, SAĞDIÇ20, SAĞICI19, SAĞKOL15, SAĞLAM15, SAĞLIK15, SAĞMAL15, SAĞMAK15

5 Harfli Kelimeler

SAĞCI17, SAĞIM15, SAĞIN14, SAĞIR14, SAĞRI14, SAĞMA14

4 Harfli Kelimeler

SAĞI13

3 Harfli Kelimeler

SAĞ11

SAĞ

[sıfat]

  • Vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı

    Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu. - Ömer Seyfettin

[isim]

  • Bu taraftaki yön

    Sağa dönmek. Sağdan yürümek.

  • Ekonomi ve siyasette gelenekçi (görüş)

[isim]

[spor]

  • Boksta sağ yumrukla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağa kaymak
  • sağa sola
  • sağa sola bakmadan
  • sağdan geri dönmek (veya etmek)
  • sağ elinin verdiğini sol elin görmesin
  • sağ eliyle sol kulağını göstermek
  • sağ gösterip sol vurmak
  • sağ gözünü sol gözünden sakınmak
  • sağını solunu bilmemek
  • sağı solu (belli) olmamak
  • sağ yapmak

Birleşik Kelimeler: sağ açık, sağ bek, sağ çıkarma, sağ eğilimli, sağ haf, sağ iç, sağ kanat, sağkol, sağ kol, sağ şerit, ortanın sağı

[sıfat]

  • Sağlam, esen
  • Yaşamakta olan

    Aliş sağ mı yoksa boğuldu mu? - Halikarnas Balıkçısı

  • Katkısız

    Sağyağ.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağ kalmak
  • sağ ol
  • sağ olsun

Birleşik Kelimeler: sağbeğeni, sağduyu, sağ esen, sağgörü, sağistem, sağ para, sağ salim, sağ selamet, sağtöre, sağyağ

SAĞI

[isim]

  • Kuş tersi, kuş gübresi

SAĞIN

[sıfat]

[felsefe]

  • Doğruluk kuralına uygun olan
  • Sözün anlatılmak istenene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği, sahih

    Sağın anlatım.

Birleşik Kelimeler: sağın bilimler

SAĞIR

[sıfat]

  • İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen (kimse)
  • Ses geçirmeyen

    Adliyenin arka taraflarına isabet eden, şehrin gürültüsünü duymayan, sağır, mahfuz bir odasında idik. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Isıyı az veren, geç ısınan

    Sağır soba.

  • Vurulduğu zaman ses vermeyen

    Sağır davul.

  • İçi görülmeyen, donuk (cam)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağır olmak
  • sağır sultan bile duydu

Birleşik Kelimeler: sağır dilsiz, sağır duvar, sağır kapı, sağır kef, sağır mikrofon, sağır nun, sağır pencere, sağır pusula, sağır renk, sağır yılan, top sağır

SAĞRI

[isim]

[anatomi]

  • Memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm

    Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: sağrı kemiği

SAĞMA

[isim]

  • Sağmak işi

    Umudu kırılınca boynu bükük, ahıra, ineği sağmaya indi. - Halide Edip Adıvar

SAĞANAK

[isim]

  • Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren şiddetli yağmur

    Evvelki gece sağanak başlayınca halazaden sevincinden göbek atıyordu. - Burhan Felek

  • Ani, şiddetli veya art arda oluşan hareketler

SAĞKOL

[isim]

[mecaz]

  • Birinin çok güvendiği kimse

    Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim. - Refik Erduran

SAĞLAM

[sıfat]

  • Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil

    En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı. - Falih Rıfkı Atay

  • Zarar görmemiş, bozulmamış

    Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli

    Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu. - Ahmet Ümit

  • Güvenilir, mevsuk
  • Gerçek, inanılır bir temeli olan

    Böyle sağlam adı nereden bulacaksın. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

[halk ağzında]

  • (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak

    Sağlam bu gece perilere karıştım gitti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağlama bağlamak
  • sağlam durmak
  • sağlam kazığa bağlamak
  • sağlam pabuç (veya ayakkabı) değil

Birleşik Kelimeler: sağlam para

SAĞLIK

[isim]

  • Bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik durumunda olması, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet

    Ayrıca bu dönemde seyircinin haklarını ve sağlığını korumak amacıyla bir de tiyatro yönetmeliği hazırlanmıştır. - Metin And

  • Sağ, canlı, diri olma durumu

    Hatta kilise yetkilileri onun sağlığından endişeye düştüler. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağlığında
  • sağlığınıza
  • sağlık olsun!

Birleşik Kelimeler: sağlık bilgisi, sağlık bilimi, sağlıkevi, sağlık görevlisi, sağlık havuzu, sağlık hizmeti, sağlık karnesi, sağlık kontrolü, sağlık kurulu, sağlık memuru, sağlık merkezi, sağlık muayenesi, sağlık ocağı, sağlık raporu, sağlık sigortası, sağlık taraması, sağlık yurdu, iyilik sağlık, başsağlığı, can sağlığı, çevre sağlığı, halk sağlığı, kamu sağlığı, ruh sağlığı

SAĞMAL

[sıfat]

  • Süt veren, sağılan, sağımlı

[isim]

  • Bol süt veren inek

    İri Hollanda cinsi sağmallardı, günde 42-45 kilogram arası süt verirlerdi. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Sömürülen, kendisinden çıkar sağlanılan (kimse, ülke vb.)

Birleşik Kelimeler: sağmal inek

SAĞMAK

[-i]

  • Memeyi parmaklar arasında sıkarak sütünü akıtmak

    Gözümüzün önünde keçilerden sağdıkları köpüklü sütlerimizi yarıda bırakıp kalktık. - Aka Gündüz

  • Kovandaki balı peteklerden almak
  • Yumak durumundaki bir şeyi çözüp açmak

    İpek kozalarını sağmak.

[argo]

  • Aldatarak parasını çekmek

Birleşik Kelimeler: keçisağan

SAĞIM

[isim]

  • Sağma işi
  • Süt veren hayvan

    Onun epey sağımı var.

Birleşik Kelimeler: sağım makinesi

SAĞANLAR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının, gökkuzgunumsular takımının bir alt takımı

SAĞALMA

[isim]

  • Sağalmak işi