[isim]

[halk ağzında]

• Satma işi, satış

[sıfat]

• Adanmış

Ata Sözleri ve Deyimler

• satıya çıkarmak

[isim]

• Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi

  İki dakika süren bu duygusuzluktan sonra bu üç dört satırın cehennemî manaları anlaşılmaya başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[isim]

• Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir bıçak türü

Ata Sözleri ve Deyimler

• satır atmak

[isim]

[ticaret]

• Satış

  'O Kimdi' adlı polisiye bir sevda romanı yayımladı. 'O Kimdi'yi de satımda bulamazsın. - Selim İleri

[sıfat]

• Satışa çıkarılmış olan

  Satılık ev.

Ata Sözleri ve Deyimler

• satılığa çıkarmak
• satılık ziftin olsun, Selanik'ten kel gelir

[isim]

• Satılmak işi

  Ne var ki dert evin satılması ile bitmeyecekti. - Tarık Buğra

[isim]

• Satma işi

[ticaret]

• Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir fiyat, bir değer alınması yoluyla yapılan işlem, satım

Ata Sözleri ve Deyimler

• satışa çıkarmak
• satışa gelmek
• satış yapmak

[-e]

[nesnesiz]

• Satma işi yapılmak

  Bu kitap, kendi ağırlığında altınla dahi satılsa satan yine zararlı çıkar. - Ahmet Kabaklı

[mecaz]

• Para veya çıkar karşılığı, gizlice karşı tarafa hizmet etmek

[isim]

• Yüzey

  Bu satıh baştan başa vatanın bütün yüzüdür. - Falih Rıfkı Atay

• Görünen bölüm

  Sadece görüntü değil, satıhta değil onlar. - Emine Işınsu

[isim]

• Aksatılmak işi

[isim]

• Satıcının, mal sahibi adına sattığı şeyden aldığı yüzdelik

[isim]

• Aksatma işi

[isim]

• Alıcıya bir şey satan kimse

  Bütün satıcılar onu tanıdık bir yüzle karşılıyorlardı ve her yerde aşırı bir itibar görüyorduk. - Kemal Bilbaşar

[nesnesiz]

• Aksamasına yol açılmak

[isim]

• Satılma işi

[isim]

• Satım işini yapan (kimse)